Kıraatler, taabbüd özelliği bulunan ilahi Kelâm’ın okunuş şekillerini ele alması hasebiyle asr-ı saadetten günümüze, asırlar boyu inananların ilgi duyduğu alanların başında yer almıştır. Maksatları Kur’ân metnini tenkit te olsa müsteşrikler de kıraatlere ilgi göstermiştir. Ne var ki onların; kıraatlerin hür bir atmosferde gerçekleştiği, noktasız ve harekesiz bir metinden kaynaklanmış olabilme yakıştırmaları, ya da kâtip hatası olarak ortaya çıkmış varyantlar olabileceğine yönelik gayret ve mesaileri sonuçsuz çabalar olarak kalakalmıştır. Bu sonuçsuz çabalar yanında “Kıraati aşere” kavramından yola çıkarak kıraatler için “on” farklı okuyuş sonucuna varmak bunu ileri sürerek de vahiy iniş süreciyle ilgili şüpheler uyandırmaya yönelik bazı yeni çabalar da zuhur etmiştir. Doğrusu Kur’ân kelimelerinin çoğu kıraat imamları tarafından çoğunlukla tek vecihle / tek şekilde okunmuştur. Farklı okuyuşlar ise iki vecihde toplanmaktadır. Sadece sayıları belli kelimelerde üç ve dört vecih söz konusudur. Bu vücuhat da, Kur’ân metninin eşit okuyuş tarzları olarak İslam âleminde kabul görmüş; üzerinde, naklî ve amelî tevatür vaki’ olmuştur. Bu makale kıraatlerin Kur’âniyyetine ve sayısına yönelik algıyı ele alarak değerlendirmeyi ve her iki olguyu yeni bir bakışla ele almayı hedeflemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 68 |