Klasik Batı Müziği’nden söz edildiğinde akla ilk gelen isimlerden birisi olan Wolfgang Amadeus Mozart, yaşamını Avrupa’nın en uygar yerleşim yerleri olan Salzburg, Paris,
Roma, Milano, Viyana gibi kentlerde geçirmiştir. Ailesi ile birlikte bu kentlere yapmış olduğu sık geziler sayesinde birçok tecrübe edinmiş, bu tecrübeler onun gelişimine katkıda
bulunmuştur. Döneminin birçok ünlü müzisyeniyle tanışma imkânı bulmuş ve onlardan aldığı fikirlerle bestecilik yönünü geliştirmiştir. Hayatı boyunca hak ettiği yere gelememiş, sürekli borç içinde yaşamış, bir mezar taşı bile olmadan yoksullar mezarlığına gömülmüştür.
Eşsiz yeteneğiyle bütün müzik formlarında eserler bestelemiş, otuz beş yıllık kısacık ömrüne inanılmayacak kadar çok eser sığdırmıştır. Mozart on sekizinci yüzyılın dahi bestecisi olarak anılmaktadır. Yaşadığı dönemin en üretken, en etkili bestecisi olduğu tüm müzik tarihçileri tarafından onaylanmıştır. Onun kendine ait tarzı Klasik Batı Müziği’nin
tamamının gelişimine paraleldir. Müzikte “Klasik Dönem” derin anlamıyla Mozart ile temsil edilmiştir. Konçerto formunun gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.
1683 yılındaki Viyana Kuşatması’ndan sonra doğan “Alla Turca” stilinden etkilenen ve bu stilde eserleri bulunan besteciler arasında olan Mozart’ın “Türk Marşı” diye adlandırılan piyano sonatının son bölümü, klasik müzik konserlerinde en sık çalınan eserler arasındadır.
Mozart duygularını notalarla insanlığa duyurabilmeyi ve bir o kadar üretken olabilmeyi başaran en önemli bestecilerden birisidir. Bu sebeptendir ki etkilediği bestecilerin ve çağdaşlarının sayısı, etkilendiklerinden çok daha fazladır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 68 |