İnsan, öğrenme kabiliyeti bakımından varlıklar arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Ancak onun bu kabiliyetini nasıl kullandığı ve bu kadar zengin bir davranış dağarcığına nasıl sahip olduğu meselesi henüz tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Bu meselenin aydınlatılması noktasında son asırda yoğun çalışmalar yapılmış ve bu çalışmalarda
ulaşılan sonuçlara göre çeşitli kuramlar ortaya konulmuştur. Bu kuramlardan biri de klasik koşullanmadır. Klasik koşullanma, öğrenme sürecinde belirleyici etkenin çevresel
uyarıcılar olduğunu iddia eden davranışçılık ekolü içerisinde değerlendirilen kuramlardan biridir. Eleştirilebilir birçok yönü bulunsa da klasik koşullanma kuramının öğrenme
sürecinin aydınlatılmasına önemli katkılar sağladığında kuşku yoktur. Öğrenme süreci hakkında ulaşılacak sağlıklı bilgilerin artmasının, bu sürecin kontrol edilmesini kolaylaştıracağı da muhakkaktır. Bu nedenle söz konusu kuramın ortaya koyduğu esaslardan genel eğitim gibi din eğitimi sürecinde de yararlanılması bir zorunluluktur. İşte bu araştırmada, ‘klasik koşullanma kuramının din eğitimi açısından ortaya koyduğu sonuçlar nedir?’ sorusuna cevap aranmıştır. Araştırma sonunda klasik koşullanma kuramını din eğitimi açısından önemli kılan dört önemli mesele olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan birincisi, tutum geliştirme ve sosyalleşme sürecinde klasik koşullanma yoluyla gerçekleştirilen öğrenmelerin etkisinin büyük olmasıdır. İkincisi, klasik koşullanma yoluyla gerçekleştirilen öğrenmelerin sönmeye karşı dirençli olmasıdır. Üçüncüsü, din istismarcılarının
klasik koşullanma kuramından profesyonel şekilde yararlanıyor olmalarıdır. Dördüncüsü ise, klasik koşullanma yoluyla öğrenilmiş bazı olumsuz davranışların terk edilmesi için
yapılacak rehberlik faaliyetlerinde, klasik koşullanma kuramının ortaya koyduğu esasların dikkate alınmasının adeta bir zorunluluk olmasıdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 74 |