This study intends to problematize the exclusion of relay translations from the scope of retranslation. Whether direct or not, (re)translations of any book aim at its move from one culture to another and its survival in the long run. Accordingly, Antoine Berman, renowned with his so-called retranslation hypotheses (1990), does not distinguish retranslations as direct or indirect in the translation cycles he anticipates (2009). This study maintains Berman’s idea that “a translation cycle” may possibly be composed of translations whether direct or indirect. In an effort to criticize the translations under the historical circumstances and in psyche of the historical era they are produced, Berman uses two terms heuristiccaly: “kairos”(1990)- a time when conditions are right for the accomplishment of a translation- and “horizon”(2009)- the set of linguistic, literary, cultural and historical parameters that determine the ways of feeling, acting and thinking of the translator. Moreover, by calling attention to the “subjectivity” of the translator with self-limitation rather than restrictions of socio-cultural parameters, he autonomies and gratifies the translator as a hermeneutical practitioner and indicates how criticism dignifies translation by making it more visible just like retranslations do to previous translations. Likewise, this study argues that contextualization of the translation and agency of the translator are the cornerstones of criticism to help the critic empathize with the translator and discover the system behind translation decisions. Thus, this artificial distinction between relay translation and retranslation which causes futility and unrealistic homogeneity could be heuristically surpassed by way of a wholistic translation criticism.
Bu çalışma, dolaylı çevirilerin yeniden çevirinin kapsamı dışında tutulmasını sorunsallaştırmayı amaçlamaktadır. Doğrudan olsun ara dilden olsun, belirli bir eserin (yeniden) çevirileri, onun bir kültürden diğerine taşınmasını ve uzun vadede hayatta kalmasını amaçlar. Bu çerçevede, yeniden çeviri hipotezi(1990) ile tanınan Antoine Berman, öngördüğü çeviri döngülerinde, yeniden çevirileri doğrudan ya da dolaylı olarak ayırmamaktadır (2009). Bu çalışma, Berman'ın bir çeviri döngüsünün doğrudan ya da dolaylı çevirilerden oluşabileceği fikrini destekler. Berman'ın çevirileri ait oldukları tarihsel dönemin ruhu ve koşullarına göre eleştirme çabasıyla iki terimi yöntemsel araç olarak kullanır; "kairos" (1990) - bir çevirinin gerçekleştirilmesi için koşulların uygun olduğu zaman - ve "çevirmenin ufku" (2009) - çevirmenin hissetme, eyleme ve düşünme biçimlerini belirleyen dilsel, edebi, kültürel ve tarihsel parametreler bütünü. Buna ek olarak, çevirmenin sosyo-kültürel parametrelerle sınırlandırılmak yerine, kendi kendini sınırlandırma yetisine sahip bir özne olduğuna dikkat çekerek, çevirmeni bir hermeneutik uygulayıcısı olarak özerkleştirir ve yüceltir. Ayrıca, eleştirinin, tıpkı yeniden çevirilerin önceki çevirilere yaptığı gibi, çeviriyi daha görünür kılarak onurlandırdığına işaret eder. Benzer şekilde bu çalışma, çevirinin tarihsel bir bağlama oturtulmasının ve çevirmenin etkin bir özne kabul edilmesinin, eleştirmenin çevirmenle empati kurmasına ve çeviri kararlarının ardındaki sistematiği ve bir eylem olarak çeviriyi bütünsel biçimde kavramasına yardımcı olacak tarzda bir çeviri eleştirisi anlayışının temel taşları olduğunu savunmaktadır. Özetle, yeniden çeviri ve dolaylı çeviri arasında yapılan, çeviri kuramı açısından verimsiz ve gerçekçilikten uzak bir tanımsal homojenliğe neden olan yapay ayrım, Berman’ın önerdiği gibi bir bütünsel bir çeviri eleştirisi yoluyla yöntemsel olarak aşılabilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Edebi Teori |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Şubat 2023 |
Gönderilme Tarihi | 10 Ekim 2022 |
Kabul Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: Çeviribilim Özel Sayısı |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.