Kadın bedeninin özgürleşmesi, kökleri tarih öncesine kadar uzanan uzun, yorucu ve bilinçli bir mücadele sürecinin sonucudur. Uzun süren bu mücadelede kadının, daima ikincil bir varlık olma durumundan kurtuluşu ancak içinde bulunduğu ataerkil düzene karşı bilinçlenmesiyle mümkün olmuştur. Ataerkil düzende kadın bedeni ve ruhuyla daima toplumsal yapının gerekliliklerine göre şekillenmek zorundadır. Erkeğin hem bedenine hem de ruhuna uygulanmayan yaptırımlar, dayatmalar, bu düzende kadına kolaylıkla uygulanmıştır. Bunun için de kadın, ikinci ya da öteki cinsiyet olarak görülmüştür ve bu varlığını çoğunlukla sürdürmektedir. Böyle bir durum içinde olan kadın, kendini eril gücün tahakkümünün bir parçası olarak görür ve derin kaygılarla kendisini konumlandırmaya çalışır. Zamanla mahkûmiyete dönüşen bu kaygılı hâl, kadın için dışına çıkılmasına mümkün olmayan bir kısır döngüye neden olur ve o bu döngünün dışına çıkmaya çalıştığında ise derin şiddet ve kırılmalarla karşı karşıya kalır.
Bu çalışmada Fatma Aliye’nin Muhadarat romanındaki kadın kahramanların ataerkil düzende kendilerine uygulanan istismar, şiddet, dayatma, dışlanma ve ötekileştirme gibi durumlar karşısındaki tavırları karşılaştırmalı olarak incelenip değerlendirilecektir.
-
-
-
-
The liberation of the female body is the result of a long, tiring and conscious struggle whose roots go back to prehistory. In this long-lasting struggle, women’s liberation from the situation of being a secondary entity was only possible by becoming conscious of the patriarchal order they were in. In the patriarchal order, women always have to shape their body and soul according to the requirements of the social structure. Sanctions and impositions that were not applied to both the body and soul of men were easily applied to women in this system. For this reason, women have been seen as the second or other gender, and this often continues to exist. A woman in such a situation sees herself as a part of the domination of the male power and tries to position herself with deep concerns. This anxious state, which turns into condemnation over time, causes a vicious circle that is impossible to escape for the woman, and when she tries to get out of this cycle, she faces deep violence and fractures.
In this study, the attitudes of the female heroes in Fatma Aliye’s novel Muhadarat against situations such as abuse, violence, imposition, exclusion and marginalization applied to them in the patriarchal order will be comparatively examined and evaluated.
-
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Sahası Yeni Türk Edebiyatı |
Bölüm | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Proje Numarası | - |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 24 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 18 Kasım 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 8 Sayı: 3 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.