Sociology of art was born as a sub-discipline of sociology whose approaches are defined generally due to material culture and human society. Whether on a big or small scale, each culture level reflects a meaningful art tradition in terms of its social merits. Art in its roots is social even when we recite “art for art’s sake”. Thus, the individuality of the artist emerges as a social function at a certain point in history.
Is that possible to design a sociological model for Turkish Art? Sociology is a fertile source for the researcher when all the eras of Turkish art are considered. To establish the approaches with the data of pre-Ottoman Anatolian culture will reveal more reliable results because of chronological and geographical proximity. In other words, to start with the question whether to define the sociology of Anatolian Selçuks, will create a realistic infrastructure for the coming Emirate and Ottoman periods.
We can, to an extent, comprehend the architecture and the forms in other arts that are accelerated with the rules and dominant powers of a society’s political history, when we seek for those rules and powers along with the society’s dynamics. We might understand at least the quantitative density of the artistic environment.
If art history philosophy includes the basics and principles of this science, its philosophy will eventually change when we deeply perceive the subjects, styles and social progress of a society in its broad terms. When we formulate what a figure means or refers to, we can make the connections with the society that created it. Provided we decipher the words and grammar that talk on the figure, we can realize its creator, which is our main goal.
Yaklaşımları genellikle maddi kültür ve insan toplumuna göre tanımlanan sanat sosyolojisi sosyolojinin bir alt disiplini olarak doğmuştur. Küçük ya da büyük ölçekte her bir kültür seviyesi, onun sosyal değerleri açısından anlamlı bir sanat geleneğini yansıtır. “Sanat sanat içindir” dediğimizde bile sanat temelde sosyaldir. Bu yüzden sanatçının bireyselliği tarihte belli bir noktada sosyal bir işlev olarak ortaya çıkar.
Türk Sanatı için sosyolojik bir tasarım yapmak mümkün müdür? Türk sanatının tüm alanları düşünüldüğü zaman sosyoloji, araştırmacılar için verimli bir kaynaktır. Osmanlı öncesi Anadolu kültürünün verileriyle yaklaşımlar kurmak kronolojik ve coğrafi yakınlıktan dolayı çok daha güvenilir sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Bir başka deyişle Anadolu Selçuklu sosyolojisini tanımlayan bir soru ile başlamak Beylikler ve Osmanlı dönemi için gerçekçi bir alt yapı oluşturacaktır.
Bir toplumun politik tarihinin baskın güç ve kuralları aracılığıyla gelişen mimariyi ve diğer sanatlardaki biçimleri, bu kural ve güçleri toplumun diğer dinamikleri ile birlikte araştırdığımızda bir dereceye kadar kavramak mümkündür. Belki en azından sanatsal çevrenin nicel yoğunluğunu anlayabiliriz.
Eğer sanat tarihi bu bilimin temel ve prensiplerini içerirse, bir toplumun konularını, üsluplarını ve sosyal gelişimini geniş anlamda derinden kavradığımızda neticede onun felsefesi değişecektir. Bir figürün anlamını ya da neye karşılık geldiğini formüle ettiğimiz zaman onu yaratan toplum ile bağlantı kurabiliriz. Figür hakkındaki sözleri ve grameri deşifre ettiğimizde, yaratıcısını da kavrarız ki bu da asıl amacımızdır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | ARAŞTIRMA |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 21 Sayı: 1 |