Türkiye’nin modernleşme serüvenine kültürel bir cevap olarak ortaya çıkışının ardından uzun süre görmezden gelinen ya da yozlaşmanın ve yabancılaşmanın müziği olarak ötelenen arabesk, elitist ve dışlayıcı tavırlar kadar resmi yasaklama ve ambargoların da nesnesi olmuştur. Ancak yaslandığı toplumsal dinamiklerin de yardımıyla kitlesel bir yayılma gösteren arabesk olgusu, giderek şehrin kültürel kodlarına eklemlenmiş; dahası bu kodları bozup yeniden üreterek baskın bir popüler kültür ögesi haline evrilmiştir. Arabeske yönelik dışlayıcı yaklaşımların temel teorik zeminini Muhafazakâr-elitist ekol ile Frankfurt Okulu geleneğine dayandırmak mümkündür. Fakat uzlaşması çok da mümkün görünmeyen bu iki geleneği popüler kültür karşıtlığında buluşturan seçkinci yaklaşımlar, Türkiye’de arabesk olgusuna dair sağlıklı çözümlemeler yapabilmeyi imkânsız kılan bir entelektüel vasat doğurmuştur. Bu vasatı kırmak üzere İngiliz Kültürel Çalışmalar geleneğinin izini takip eden bazı aydınlar, bu geleneğin popüler kültüre atfettiği olumlu çağrışımları arabeski anlamak ve onu dönüştürmek üzere geliştirdikleri çalışmalara taşımışlardır. Bu çalışmada, modernleşme ile gelenek arasındaki gerilimli birlikteliğin ve Türkiye’nin kendine has modernleşme serencamının çeşitli kültürel tezahürlerinden biri olan “arabesk” olgusuna dair çeşitli yaklaşımlar, bahsi geçen kuramsal farklılıklar etrafında ele alınmıştır. 1960’larla başlayan arabesk furyasının dönemsel dönüşümlerine değinilmiş, arabesk müziğin periferiden merkeze doğru seyreden yolculuğu sırasında, sahip olduğu organik niteliklerden ve taşıdığı muhalif anlamlardan soyunarak tamamladığı öyküsü üzerinde durulmuştur.
Arabesk Modernleşme Popüler Kültür Kültürel Çalışmalar Hegemonya Frankfurt Okulu
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |