Bu çalışmada, öncelikle Türk Medeni Kanunu bağlamında kaynak hakkı kavramı incelenecektir. Daha sonra mülkiyet hakkının konusu olarak
kaynak hakkı ve bu mülkiyetin muhtevası incelenecektir. Kaynaklar, çıktıkları arazinin bütünleyici parçası sayılırlar. Ayrıca bu çalışmada kaynak
mülkiyetinin özel hukuktan doğan sınırlarından kaynak ortaklığı ve zorunlu su hakkı incelenecektir. Yine bu sınırlar bağlamında, kazı, yapı gibi
faaliyetler nedeniyle kaynakların kısmen kesilmesi veya kirletilmesi gibi nedenlerle kaynaklara ve kuyulara verilen zarar dolayısıyla tazminat
istenebilir. Ayrıca kaynakların eski hale getirilmesi talep edilebilir. Kaynak üzerinde eşyaya ve kişiye bağlı olarak irtifak hakları kurulabilir. Bu
bağlamda, kaynak hakkının konusu, bu hakkın kurulması ile hükümleri incelenecektir. Bağımsız ve sürekli kaynak hakkı tapu kütüğüne tescil
edilince taşınmaz hükmüne tabi olur. Ayrıca çalışmamızda, kaynak hakkının sona ermesi incelenecektir. Son olarak, çalışmamızda kaynak hakkı
ile ilgili söz konusu hükümlerin güncelliği bakımından yeterli ve Türk Medeni Kanunu’nun sistematik yapısına uygun olup olmadığını tartışacak
ve eleştirisini yapacağız.
Firstly, the concept of the rights constituted on springs with regard to the Turkish Civil Code will be examined in this study. Then the right
of springs as the subject of ownership and the contents of this ownership are examined. The springs are accepted as the fixture of the land from
which they issue. Furthermore, the limits of the ownership, which arise from private law such as common springs and the right of necessary spring,
are examined in this study. Also in the context of these limits, the compensation can be demanded, when the springs or wells are damaged by the
activities like excavation and construction for various reasons such as reduction or pollution. Furthermore, the restoration of the springs can be
demanded. The real or personal servitudes can be constituted on springs. In this context, the subject of rights of the springs, the constitution and
effects of this right are examined. Furthermore, the rights on springs, which have been founded independently and permanently are recorded in
land registry and acquire the effect of real property. Additionally, the resolution of the rights of springs are examined. Finally, we will discuss and
criticize whether these mentioned provisions related to the right of springs are adeaquate with regard to actuality and appropriate for the systematic
structure of the Turkish Civil Code.
Other ID | JA43NG59NC |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 1 - Year: 2010 Issue: 1 |