Klasikleşen metinlerden hareketle oluşturulan şerh, hâşiye vb. yazım türlerinin, müteahhirûn dönemde entelektüel üretimin en önemli maddî vasıtaları haline geldikleri bilinmektedir. Kaynaklık ettiği şerh-hâşiye geleneği ile günümüze kadar etkisini sürdüren Nasîruddîn et-Tûsî'nin (ö. 672/1274) Tecrîdu'l-itikâd adlı eseri şüphesiz kelâm ve felsefe alanlarının bu klasikleri arasındadır. Tecrîd geleneğine ait bazı önemli eserler üzerinde daha önce çalışmalar yapılmışsa da, literatürü bir bütün olarak değerlendirme girişimleri henüz çok sınırlıdır. Bu çalışmada Tecrîd'in bir klasik haline gelmesini sağlayan gerekçelere dair bazı tespitler yapıldıktan sonra, üzerine oluşan literatür geleneğinde ağırlık merkezleri olan eserlerden hareketle literatürün mahiyeti ve gelişimine ışık tutulacaktır. Ardından Osmanlı eğitim sisteminde yüzyıllar boyunca önemli bir yere sahip olan eserin XVII. yüzyıldan itibaren tamamıyla medrese müfredatından kaldırılması ve ilim çevrelerinde de zamanla ikinci plana düşmesi olgusuna temas edilecektir. Son olarak eser üzerine oluşan literatürün, Türkiye yazma eser kütüphanelerindeki nüshalarına da işaret etmek suretiyle, kuşatıcı olması amaçlanan bir dökümü verilecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Ekim 2018 |
Gönderilme Tarihi | 29 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 14 Sayı: 28 |