Türkiye’de medya ve Alevilik ilişkisi, Aleviliğin tarihsel olarak nasıl algılandığı ve
topluma nasıl yansıtıldığıyla yakından ilişkilidir. Aynı zamanda medyanın Aleviliği nasıl
ele aldığı konusu, hem Türkiye’nin sosyo-politik yapısı hem de medyanın tarihsel rolü ile
doğrudan bağlantılıdır. Türkiye’de Alevilik, siyasi ve toplumsal boyutta gerçek yapısının
dışında bir inanç topluluğu olarak algılanmıştır. Bu durum medyanın da Aleviliği nasıl ele
aldığına yansımıştır. Osmanlı döneminde Alevilik gerçek anlamıyla algılanmamış ve devlet
ile tezatlık oluşturan bir yapı olarak görülmüştür. Bu durum Cumhuriyet dönemine kadar
uzanan bir süreci kapsar. 1950’lerden itibaren medyada Alevilik konusuna daha fazla yer
verilse de çoğu zaman Alevilik belli bir siyasi çerçeve içerisinde değerlendirilmiştir. Özellikle
20. yüzyılın ilk yarısında medyanın, Alevileri ya görünmez kıldığı ya da yanlış ve eksik
bilgilerle temsil ettiği gözlemlenmiştir. 1980 itibariyle medya hareketlerinde Alevilik kendini
ifade etmeye başlamıştır. 1980 darbesi sonrası dönemde medya, Alevileri çoğunlukla “öteki”
olarak konumlandırmış ve Alevilere yönelik önyargıları pekiştirmiştir. Alevilikle ilgili medya
hareketlerinde genellikle Aleviliğin dinî boyutu yerine siyasi bir hareket olarak algılanması
sağlanmıştır. Alevi kimliği, genellikle sol eğilimli politik hareketlerle özdeşleştirilmiş ve bu
da medyada Alevilere yönelik daha çok siyasi bir bakış açısının yer almasına neden olmuştur.
Bu çalışmada Alevilik ve medya ilişkisi; Aleviliğin televizyon, gazete, sosyal medya, belgesel,
film gibi medyada temsili üzerinde genel bir çerçeve oluşturularak medyanın Alevi toplumuna
etkisi ve gelecek perspektifleri incelenmiştir.
The relationship between media and Alevism in Turkey is closely related to how Alevism
has been perceived historically and how it is reflected to society. At the same time, how Alevism
is treated by the media is directly related to both the socio-political structure of Turkey and the
historical role of the media. In Turkey, Alevism has been perceived as a community of faith
besides its true nature in political and social dimensions. This situation is also reflected in
how Alevism is treated by the media. During the Ottoman period, Alevism was not perceived
in its true sense and was seen as an organism that was in opposition to the state. This attitude
also covers a period extending to the Republic era. Although Alevism has been given more
media coverage since the 1950s, Alevism has often been evaluated within a certain political
framework. It has been observed that the media, especially in the first half of the 20th century,
either rendered Alevis invisible or represented them with incorrect and incomplete information As of 1980, Alevis have begun to express themselves and their faith in media movements. In
the period following the 1980 coup, the media has generally positioned Alevis as the “other”
and reinforced prejudices against Alevis. In media movements regarding Alevism, Alevism has
generally been portrayed as a political movement rather than for its religious dimension. The
Alevi identity has generally been identified with left-leaning political movements, which has
led to a more political perspective towards Alevis in the media. In this study, the relationship
between Alevism and the media, the media’s impact on the Alevi community, and future
perspectives have been examined through building a general framework on the representation
of Alevism in media such as television, newspapers, social media, documentaries, and movies
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Radyo-Televizyon, İletişim ve Medya Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 5 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 112 |
Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.