From the beginning of the first periods of Islamic theology, the concept of kufr is the most important amongst other terminology related to the judgement of murtakib al-kabīra(cardinal sinner) in this world and Hereafter. The purpose of this article is to focus on the problems in the use of takfīr(excommunication), which is the final judgement of murtakib al-kabīrarepresenting the very extremism itself, against other views of other theological readings within kalām methodology. Ibn Ḥaẓm is another major scholar who investigates the judgement of murtakib al-kabīrawithin the scope of faith in itself. Examining the understanding of takfīr in different kalam schools, Ibn Ḥaẓm also evaluates the use of this judgement in intellectual disputes. The relationship of īmānand ‘amal(faith and deed) in the debates of kalam schools, some concepts such as īmān, kufr, fisq, shirk, nifāqand al-manzila bayn al-manzilatayn, some mentioned in the Qur’ān and some not, are in constant use. It is observed that some of these discussions were institutionalized and transformed into a school in the process. Thus, takfīrwas not only a matter of only cardinal sins in later periods, but was also utilized for differences of opinions due to the different readings and interpretations arising from social and political factors. Thus, takfīrhas been the issue for both religious and political purposes, which are two separate areas. Therefore, takfīr has been studied relying on its political disputes in a theological paradigm and its major feature, being weaponized to silence and overpower the opponent, has been emphasized in this work.
Kalām Theology al-Kabīra/Cardinal sin Takfīr/Excommunication Ibn Ḥaẓm
İlk dönemlerden itibaren mürtekib-i kebîrenin dünyevî ve uhrevî hükmü ile alakalı gündeme gelen farklı kavramlar arasından en önemlisini küfür oluşturmaktadır. Bu makalenin amacı, büyük günahın hükmü olan ve haddizatında bir aşırılığı temsil eden tekfîrin kelâm metodolojisi bağlamında farklı okumaya dayanan görüşlere karşı kullanılmasının mahzurları üzerinde durmaktır. İbn Hazm imânın mahiyeti bağlamında büyük günahın hükmü konusunu incelemektedir. Mürtekib-i kebîrenin hükmü olan tekfîr ile ilgili kelâm ekollerinin görüşlerini ele alan İbn Hazm bu hükmün fikrî ayrılıklarda kullanılmasını da değerlendirmektedir. Kelâm ekolleri imân-amel ilişkisine dair tartışmalarda imân başta olmak üzere küfür, fısq, şirk, nifâk ve el-menzile beyne’l-menzileteyn gibi bir kısmı Kur’an’da geçen bir kısmı Kur’anî olmayan kavramlar üzerinde durmaktadır. İlgili tartışmaların, süreç içinde kurumsallaşarak birer ekole dönüştüğü görülmektedir. Adı geçen kavramlardan tekfîr, sadece büyük günahın hükmü olmakla kalmayarak sosyal ve politik faktörlerden ötürü ortaya çıkan farklı okuma ve yorumlama biçiminde de karşımıza çıkmaktadır. Böylece tekfîr, iki ayrı alan olan dinî ve politik maksatlarla mevzu bahis edilmektedir. Bu yönüyle, çalışmada siyasî bağlamıyla birlikte gündeme gelen tekfîrin teolojik bir boyutta değerlendirilmesiyle dinî ve siyasî alanda muhalifini susturmaya ve ona üstünlük sağlamaya yarayan bir silaha dönüştürüldüğüne dikkat çekilecektir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ağustos 2019 |
Gönderilme Tarihi | 28 Nisan 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |