Özet
Soğuk Savaş döneminin çift kutuplu
dünyasında karşıt bloklarda yer alan Türkiye ve Rusya, dönemin şartları gereği
birbirlerine rakip oldukları için gergin ve mesafeli bir ilişki
benimsemişlerdir. İlişkilerin her açıdan minimum düzeyde olduğu bu dönemde,
Batı ittifakının içinde yer alan Türkiye için Rusya, ‘komünizm tehdidi’ olarak
algılanırken Rusya içinse Türkiye ‘emperyalist Batı ittifakının bir üyesi’
olarak görülüyordu. Ancak, Soğuk Savaşın sona ermesiyle oluşan yeni ve dinamik
uluslararası ilişkiler sürecinde iki ülke arasındaki ilişkiler başta enerji
olmak üzere birçok alanda hızla gelişmeye başlamıştır. Artık Rusya, Türkiye
için komünizm ihraç eden bir ülke olmaktan ziyade Türkiye’nin en büyük doğalgaz
tedarikçisi durumuna ulaşmıştır. İki ülke arasında 80’li yılların sonunda
başlayan gaz alışverişi, 2000’li yıllar boyunca gelişen siyasi ve diplomatik
ilişkiler sayesinde zirveye ulaşmıştır. Fakat 2015 yılı Kasım ayında Türkiye –
Suriye sınırında bir Rus savaş uçağının sınır ihlali gerekçesiyle Türk Hava
Kuvvetleri tarafından düşürülmesi, ikili ilişkileri bıçak gibi kesmiştir. Bir
dost ülke tarafından sırtından bıçaklanmış hisseden Rusya, Türkiye’ye başta
turizm ve ticaret olmak üzere pek çok alanda yaptırım uygulamaya başlamıştır.
Doğalgaz konusunda büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı olan Türkiye’de kamuoyunda
‘Acaba Rusya doğalgazı da keser mi?’ diye sorular sorulmaya başlanmıştır.
Bu çalışmada, Türkiye ile Rusya arasında
yaşanan uçak krizi bağlamında Türkiye’nin doğalgaz tedariği durumu ve arz
çeşitliliğine yönelik politikalar değerlendirilip geleceğe dönük perspektifler
sunulmaktadır.
Abstract
Turkey and Russia, which were once located
in the opposing blocks of the bipolar world of the Cold War era, adopted a
tense and distant relationship because of the rivalrous conditions of the time.
In this period, when the relations were at minimum level in all respects, while
Russia was perceived as a 'communist threat' for Turkey, which was already part
of the Western alliance, Turkey was seen as a 'member of the imperialist
Western alliance' by Russia. However, with the end of the Cold War, the
relations between the two countries, especially regarding energy, began to
develop rapidly in the framework of a new and dynamic international
environment. Today, Russia, far from being a communism exporting country for
Turkey, has become the biggest natural gas supplier of Turkey. The gas exchange
between the two countries, which started at the end of the 80s, reached its
peak thanks to the political and diplomatic relations that developed during the
2000s. But in November 2015, the Turkish Air Force dropped a Russian warcraft
on the border between Turkey and Syria on the grounds of border violation,
cutting the bilateral relations like a knife. Having felt stabbed in the back
by a friendly country, Russia has begun to impose many sanctions on Turkey,
mainly tourism and trade. Turkey, which is largely dependent on Russia for
natural gas, have begun to ask questions such as 'Will Russia also cut the
natural gas?'
In this study, Turkey's natural gas supply
situation and supply diversity policies are assessed and future perspectives
are presented in the context of the aircraft crisis between Turkey and Russia.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 3 Ocak 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 2 |