İcra ve İflâs Kanunumuz (İİK), artık sayısını hatırlamadığımız derecede değişikliğe uğramış, neredeyse her menfaat grubu kendi yararına uygun olarak kanun değişikliği için çaba göstermiş, zaman zaman da bu değişiklikler yapılmıştır. Bu değişikliklerin bir kısmı teknik anlamda zorunluluk sonucu veya değişen ihtiyaçlara cevap olması bakımından gerekli ise de önemli bir kısmı önceden çok düşünülmeden, sonuçları hesap edilmeden, kanun yapma tekniğini de zedeleyecek şekilde, anlık reflekslerle yapılan değişikliklerdir. İİK değişiklikleri bazen de ekonomik kriz zamanlarında alacakları tahsile yönelik çaresizce bir arayışa dönüşmüştür! Ülkemizdeki ekonomik krizlerin varlığını biraz da İİK’de yapılan değişikliklere bakarak takip etmek mümkündür. Hatta bu müdahaleler sonucu yapılan değişiklikten kısa bir süre sonra, değişikliğin doğurduğu sakıncalar sebebiyle aynı hükümlerin tekrar değiştirildiği de görülmektedir. Sonuç olarak, İİK bu sistemsiz değişikliklerle bir sistemden ve kaynağından uzaklaşmış, adeta fırtınaya tutulan pusulasız bir gemiye veya artık yama tutmayan bir elbiseye dönüşmüştür. Artık pek kimse umursamasa, yüksek yargı organlarımız dahi çok farkında olmasa dahi, şu andaki haliyle İcra ve İflâs Kanunumuzun ciddî bir temel hak sorunu da bulunmaktadır
Bu sorunlar devam ederken, bu sefer de 7343 sayılı Kanunla 2 yakın zamanda İİK’de yeni bir değişiklik yapılmıştır. Bu değişikliklerin bir kısmı yararlı görülebilse de yararlı olanların da düzenlemesi ve içeriği sorunludur. Ancak hem düzenleme tarzı hem içerik bakımından en sorunlu hükümlerden biri İİK m. 36’da düzenlenen icranın geri bırakılmasına (icranın durdurulması) ilişkindir. Henüz kesinleşmeden takibe konulan ilâmların icrasını durdurmaya yönelik bu hüküm, uygulaması da çok olan bir hükümdür.
Bu maddede yapılan değişikliğin bir kısmı biraz daha şeklî ve uygulamadaki bazı tereddütleri bertaraf etmeye yöneliktir. Ancak maddede asıl önemli değişiklik, icranın geri bırakılması (uygulamadaki ifade ile tehiri icra) kararını verme görevinin kanun yolu başvurusunda inceleme yapan bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay’dan alınarak icra mahkemesine verilmesidir. Bu aslında çok önemsenmese de bir sistem değişikliğidir. Aşağıda açıklanacağı üzere, istinaf ve temyizdeki bir dosya hakkında, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay yerine geçerek icra mahkemesince geçici durdurulmasına karar verilmektedir. Bunun usûl hukuku ve takip hukukuyla izahı gerçekten zordur.
Biz bu çalışmada önce ilâmların icrası hakkında genel bir bilgi vereceğiz. Daha sonra yapılan değişikliğin ne getirdiği üzerinde durup ardından değişiklik hakkındaki değerlendirmemizi ortaya koymaya çalışacağız. Son olarak da değişikliğin üzerinden henüz çok kısa süre geçmiş olmasına rağmen uygulamada ortaya çıkan sorunları ele alacağız.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | HAKEMSİZ MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 12 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: Prof. Dr. M. Fatih UŞAN'a Dekanlıkta 10. Yıl Anısına Teşekkür Armağanı Sayı: 2022-2 |