Kadına yönelik aile içi şiddetin, insanlık tarihinin ilk dönemlerinden bugüne kadar süren
dünya da ve Türkiye’de yaygınlığı gittikçe artan bir durumdur. Kadına yönelik şiddet kadının
ruhsal ve bedensel bütünlüğünü bozacak davranışları içeren siyasi, dini ve kültürel olarak
hiçbir şekilde haklı gösterilmeyecek insan hakları ihlalidir. Aile içi şiddet, insanın ırkını,
yaşını, eğitimini ayırmaksızın etkilemektedir. Erkeğin şiddet uygulamasının, toplumsal
cinsiyet rollerinin ve kültürel etkinin yüksek olması; kadını nesne olarak görmelerini ve şiddet
uygulamayı kendilerinde bir hak olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır. Çocuğun aile
içinde yaşanan şiddete tanık olması bu durumun nesilden nesile geçerek ilerideki yaşamında
şiddeti normal olarak kabul etmesine neden olmaktadır. Kadına yönelik aile içi şiddetin
yoksulluk ve temel gereksinimlerin karşılanamaması ve özellikle işsizlik, erkeğin şiddetini
kalıcı hale getirmektedir. Kadına yönelik şiddetin psikolojik etkileri, şiddetin türüne, süresine,
sahip olduğu baş etme mekanizmalarına ve sosyal desteğin varlığına göre değişmektedir.
Şiddete maruz kalan kadının fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden ciddi zarar görmesine yol
açmaktadır. Kadın tekrar şiddete maruz kalma ihtimalinden dolayı korku yaşamakta,
özgüveninin, özsaygısının düşmesine ve kendisini suçlamasına neden olmaktadır.
Umutsuzluk, çaresizlik ve yetersizlik duygusu yaşamaktadır. Uyku ve yeme bozukluğu, baş
ağrısı, mide ağrısı, ağlama krizleri, kendini değersiz hissetme, konuşmama, kendini çevreden
soyutlama, unutkanlık vb. gibi ruhsal ve bedensel sağlığının bozulmasına neden olmaktadır.
Bütün bu yaşanan olumsuz durumlar depresyon ve travma sonrası stres bozukluğunun
(TSSB) yordayıcısı olmaktadır. Depresyon %60, TSSB %31-84 arası, yaygınlığı ise %64
olmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Personality and Individual Differences |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2024 |
Submission Date | December 12, 2023 |
Acceptance Date | January 28, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 1 |