The long-term use of space, which can be defined archaeologically and anthropologically as a fixed place/area inhabited by an individual, family or group, and the repeated construction of certain structures in the same area are interpreted archaeologically as an architectural continuity. It is argued that this continuity does not only represent a technical architectural continuity of buildings in the Near Eastern Neolithic. In this context, architectural continuity is associated with a possible sense of belonging that a place may have and is interpreted as the embodiment of the metaphorical immortality of a possible sense of belonging. Following the excavations at Çemka Höyük settlement in the Upper Tigris Valley, where architectural elements dating to the first phase of the Pottery-Free Neolithic Period (PPNA) were unearthed, new data on this spatial continuity were obtained. The data presented by Çemka Höyük provides important results in the associations between architecture and culture in early settlements, and reveals individual and public phenomena within the settlement area. The architecture of Çemka Höyük provides essantial information about Neolithic memory, especially when considered together with the formations such as space (individual and public), cultural belonging and belief. Likewise, the continuity of the settlement from the end of the Epi-Paleolithic Period to the end of the Pre-Pottery Neolithic A phase will lead to a better understanding of this situation in early settlements
Arkeolojik ve antropolojik açıdan bir birey, aile veya grubun yaşadığı sabit yer/alan olarak tanımlanabilecek olan mekânın uzun süreli kullanımı ve birtakım yapıların aynı alana tekrar tekrar inşa edilmesi arkeolojik açıdan bir mimari devamlılık olarak yorumlanmaktadır. Söz konusu devamlılık, Yakındoğu neolitiğinde, yapıların sadece teknik bir mimari sürekliliğini temsil etmediği öne sürülmektedir. Bu bağlamda mimari devamlılık, herhangi bir mekânın sahip olabileceği olası bir aidiyet duygusu ile ilişkilendirilmekte ve olası bir aidiyet anlayışının metaforik ölümsüzlüğünün somutlaştırılmış hali olarak yorumlanmaktadır. Yukarı Dicle Vadisi’nde bulunan ve Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’in ilk evresine tarihlenen (PPNA) mimari öğelerin açığa çıkarıldığı Çemka Höyük yerleşim yerinde yapılan kazılar sonrası söz konusu mekânsal devamlılık üzerine yeni veriler elde edilmiştir. Çemka Höyük’ünün sunmuş olduğu veriler erken yerleşimlerde ortaya çıkarılan mimari ve kültür arasında ilişkilendirmelerde oldukça önemli sonuçlara değinmekle birlikte yerleşim alanı içinde bireysel veya kamusal olguları da gözler önüne sermektedir. Çemka Höyük’ü mimarisi, özellikle mekân (bireysel ve kamusal), kültürel aidiyet ve inanç gibi oluşumlarla birlikte düşündüğümüzde Neolitik hafıza konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Keza yerleşimin Epi-Paleolitik Dönem sonundan Çanak-Çömleksiz Neolitik A evresi sonuna kadar bir devamlılık sunmasından dolayı erken yerleşimlerde bu durumun daha iyi anlaşılmasına vesile olacaktır.
söz konusu makale bizim bilimsel danışmanlığımızda yürütülen kazılar sonrası elde edilen verileri içermektedir.
Kültür Varlıkları ve Müzeler genel Müdürlüğü ve DSİ 16. Bölge müdürlüğü söz konusu kazıları desteklemiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Neolithic Age Archeology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | November 10, 2023 |
Acceptance Date | April 25, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 1 Issue: 32 |