The aim of the present study is to identify and
compare the number of items violating the item ordering, the total number of
item pairs causing violation, the test statistics averages and the HT values
of the overall test obtained from three separate Mokken IIO models in the
simulative datasets generated by the graded response model. All the simulation
conditions were comprised of 108 cells: 3 (minimum coefficient of a violation)
x 2 (item discrimination levels) x 3 (sample sizes) x 2 (number of items) x 3
(response categories). MIIO, MSCPM and IT methods were used for data analysis.
When the findings were considered in general, it was found that the MIIO method
yielded the most stable values due to the fact that it was not affected by the
lowest violation coefficient and was affected only slightly by simulation
conditions. Especially in conditions where the violation coefficient was 0.03 (the
default value in the Mokken package), it was recommended to use the MIIO method
in identifying item ordering. Even though the MSCPM method yielded similar
findings to those of the IT method, it generated more stable findings in
particularly high sample sizes. In conditions where sample size, number of
items and item discrimination were high, the MSCPM was recommended to be used.
invariant item ordering mokken scale analysis polytomous items polytomous item response theory
Giriş
Testte yer alan maddelerin sıralaması geleneksel olarak madde güçlüğüne göre yapılmaktadır. Ancak bir maddenin diğerinden daha zor olması o maddenin teste ait tüm alt testlerde de aynı güçlük düzeyinde olduğu anlamına gelmez. Örneğin, bir test maddesi düşük yetenek gerektiren bir alt test için zor bir test maddesi olabilirken yüksek yetenek gerektiren bir alt test için tam tersi bir sıralama ortaya çıkabilir (Ligtvoet, 2010). Ancak ölçme uygulamalarında madde sıralaması, maddelerin zorluğuna ya da cazipliğine bağlı olarak tüm katılımcılar için aynı olmalıdır. Örneğin çocuklar için geliştirilen zekâ testlerinde sorular güçlük düzeyine göre sıralanmaktadır (Wechsler, 1999). Bu sıralamanın temel amacı, öğrencinin zor sorularla karşılaştığında panik olmasını engellemek ve performansını teste yansıtmasını sağlamaktır. Diğer amaç ise farklı yaş gruplarında yaş arttıkça alt testlerin güçlük düzeylerinin de artmasını sağlamaktır (Ligtvoet, 2010).
Test maddelerinin sadece madde güçlüğüne göre sıralanması ile ortaya çıkabilecek problemlere çözüm getirebilmek amacıyla değişmez madde sıralaması (DMS) (Sijstma ve Junker, 1996) geliştirilmiştirDMS, madde sıralamasının tüm katılımcılar için aynı olması durumudur ve kullanımının yararlı olduğu pek çok açıdan kanıtlanmıştır. DMS, madde tepki kuramı (MTK) çerçevesinde tanımlanmaktadır. Test maddelerinin DMS’sinin belirlenebilmesi için MTK modellerinin varsayımlarını sağlaması gerekmektedir. Sijtsma ve Junker (1996), DMS’nin yalnızca madde tepki fonksiyonunun (item response function – IRF) kesişmediği MTK modellerinde kullanılabileceğini göstermiştir. DMS, ikili puanlanan veri setlerinde yalnızca Rasch (1960) ve ikili monotonluk modeline (İMM) (Mokken ve Lewis, 1982) uygulanabilmektedir. Çok kategorili puanlanan veri setlerinde ise yalnızca dereceleme ölçeği modeli (Andrich, 1978) ve sınırlandırılmış dereceli tepki modeline (Muraki, 1990) DMS uygulanabilmektedir.
Bu araştırmanın amacı dereceli tepki modeli aracılığıyla elde edilen simülatif veri setlerinde üç farklı Mokken DMS yönteminden elde edilen sıralamayı ihlal eden madde sayısını, toplam ihlale neden olan madde çifti sayısını, test istatistiklerinin ortalamasını ve testin geneline ait HT değerlerini belirlemek ve karşılaştırmaktır.
Yöntem
Çok kategorili puanlanan veri setlerinde yalnızca dereceleme ölçeği modeli (Andrich, 1978) ve sınırlandırılmış dereceli tepki modeli (Muraki, 1990) DMS gösterebilmektedir. Bu araştırmanın veri üretiminde dereceli tepki modeli kullanılmıştır. Her bir veri setine 20 tekrar uygulanmıştır. 2 (madde ayırt edicilik düzeyleri) x 3 (örneklem büyüklüğü) x 2 (madde sayısı) x 3 (yanıt kategorisi) olmak üzere 36 veri seti * 20 tekrar ile 720 veri kümesi elde edilmiştir. Araştırmanın bağımlı değişkenleri sıralamayı ihlal eden madde sayısı, toplam ihlale neden olan madde çifti sayısı, test istatistiklerinin ortalaması ve testin geneline ait HT değerleridir. Veri üretimi WINGEN 2.0 programı ile yapılmıştır.
Tüm simülasyon koşulları 3 (en düşük ihlal katsayısı değerleri) x 2 (madde ayırt edicilik düzeyleri) x 3 (örneklem büyüklüğü) x 2 (madde sayısı) x 3 (yanıt kategorisi) olmak üzere 108 test koşulundan oluşmaktadır. Her bir hücre için Mokken ölçekleme analizleri çerçevesinde ele alınan MIIO, MSCPM ve IT yöntemleri uygulanarak elde edilen sıralamayı ihlal eden madde sayısı, toplam ihlal edilen madde çifti sayısı, test istatistiklerinin ortalaması (t, z ve χ2 değerleri) ve testin geneline ait HT değerlerini belirlenmiştir. Analizler R programındaki Mokken 2.8.10 (Van der ark, 2007) paketi ile gerçekleştirilmiştir.
İkili puanlanan veri setlerinde HT katsayısını Sijstma ve Meijer (1992) geliştirmiştir. Çoklu puanlanan maddelerde, Ligtvoet vd. (2011) bu araştırmanın temel bağımlı değişkeni olan HT katsayısını H ölçeklenebilirlik katsayısının yorumlanmasını genelleştirerek geliştirmiştir. MIIO, MSCPM ve IT yöntemlerinin aynı anda kullanıldığı araştırmalarda elde edilen ortak sıralamayı ihlal eden maddeler testten çıkartılması gereken maddelerdir. Bu ihlalin düzeyi en düşük ihlal katsayısı ile belirlenmekte ve bu değer varsayılan olarak 0.03 olarak ele alınmaktadır. Bu değerin azalması en küçük bir ihlalin bile kabul edilmesi anlamına gelmektedir. İhlalin düzeyi MIIO yönteminde t testi tekniği (t değerleri) ile, MSCPM yönteminde z testi tekniği (z değerleri) ile ve IT yönteminde ki-kare testi tekniği (χ2 değerleri) ile ortaya koyulmaktadır. İstatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde ihlale neden olan maddeler sırayla testten çıkartılmalı; eğer iki veya daha fazla madde yüksek düzeyde ihlale sahipse ölçeklenebilirlik katsayısı en düşük olan madde testten çıkartılır (Ligtvoet, 2010).
Sonuç ve Tartışma
Ligvoet (2010) ve Ligtvoet vd. (2011) çok kategorili maddelerde değişmez madde sıralamasına ait geliştirdiği yöntemler ile başlayan bu araştırma alanı oldukça yenidir. Yöntemlerin geliştirildiği bu araştırmalardan sonra bazı uygulama araştırmalarına rastlanmakla birlikte teknik ve kuramsal herhangi bir araştırma literatürde yer almamaktadır. Bu durum özellikle uygulayıcıların hangi yöntemi hangi durumda seçmeleri ve elde edilen katsayıların nasıl yorumlanacağı konusunda kafa karışıklığı yaşayarak zorlanacakları anlamına gelmektedir. Özellikle madde sıralamasının kolaydan zora doğru yapıldığı test uygulamalarında, maddelerin ölçtüğü bilişsel basamakların gelişim özelliklerini yansıttığı veya madde setlerinin hiyerarşik ya da kümelenmiş olduğu durumlarda değişmez madde sıralamalarının belirlenmesi test puanlarının yorumlanması için oldukça büyük bir öneme sahiptir.
Değişmez madde sıralamasının belirlenmesinde elde edilen en önemli bulgular, sıralamayı ihlal eden madde sayısını, toplam ihlale neden olan madde çifti sayısını, test istatistiklerinin ortalamasını ve testin geneline ait HT değerlerini belirlemek olduğu söylenebilir. Bu nedenle bu araştırma bu değişkenlere odaklanmıştır. MSCPM ve IT yöntemlerinin belirlediği sıralamayı ihlal eden madde sayısı ve toplam ihlale neden olan madde çifti sayısı MIIO yönteminden daha fazladır. Bu bulgu Van der Ark’ın (2012) MIIO ve IT yöntemlerinin benzer sayıda madde atılmasını önerdiğini belirttiği çalışması ile farklılık göstermektedir. Ayrıca Ligtvoet (2010) araştırmasında madde sayısının 20 ve cevap kategorisinin beş olduğu durumda IT yönteminin 900 farklı sıralama ihlali ürettiğini belirtmiştir. Bu araştırmada da IT yöntemi 1300’ün üzerinde ihlal üreterek diğer yöntemlerden çok daha fazla sayıda ihlal üretmiştir. Bu iki araştırma bulgusu benzerlik göstermektedir.
MIIO yöntemi tüm simülasyon koşullarında stabil test istatistiği değerleri elde ederken, MSCPM yöntemi örneklem büyüklüğünün 250 ve üstü olduğu durumlarda stabil değerler üretmiştir. Ancak IT yönteminden elde edilen test istatistikleri bir örüntü göstermemektedir. En düşük ihlal katsayısı 0.45 olduğu durumda, 0.03 olduğu duruma göre çok daha yüksek değerler elde edilmesi, IT yöntemi ile elde edilen değerlerin yüksek hata içerdiği hakkında ipucu vermektedir. Bu bulgularla örtüşmemekle birlikte, MSCPM ve IT yöntemlerinden elde edilen HT değerlerinin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. MIIO yönteminden elde edilen HT değerlerinin neredeyse tamamında madde sıralamasının kullanımının doğru olmadığı görülmektedir.
Bulgulara genel olarak bakıldığında MIIO yönteminden elde edilen değerlerin en düşük ihlal katsayısından etkilenmemesi ve simülasyon koşullarından düşük düzeyde etkilenmesi gibi nedenlerden dolayı en stabil değerler ürettiği belirlenmiştir. Özellikle ihlal katsayısının 0.03 olduğu durumlarda (Mokken paketindeki varsayılan değer) MIIO yöntemi ile değişmez madde sıralamasının belirlenmesi önerilmektedir. MSCPM yöntemi IT yöntemine benzer bulgular üretmekle birlikte özellikle yüksek örneklem büyüklüklerinde daha stabil değerler üretmektedir. Örneklem büyüklüğü, madde sayısı ve madde ayırt ediciliğinin yüksek olduğu durumlarda kullanılması önerilebilir. Ancak IT yöntemi üzerinde daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. IT yönteminin kullanılması var olan kuramsal bilgi altında önerilmemektedir.
Çok yeni bir alan olan bu konuda kuramsal ve uygulamalı yeni araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Değişmez madde sıralamasına ait hata değerlerinin elde edilmesi ve I. tip hata ve güç oranlarının çalışılması önerilebilir. Gerçek veri setleri üzerinde de benzer araştırmaların yapılması gerekmektedir. Özellikle ADMS yöntemi ölçek geliştirme, madde ve kişi sıralama ve geçerlik çalışmaları gibi konularda bir ölçekleme yöntemi olarak kullanılabilir.
değişmez madde fonksiyonu mokken ölçekleme analizleri çok kategorili maddeler çok kategorili madde tepki kuramı
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2018 |
Acceptance Date | July 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 9 Issue: 4 |