İnsanlar dış dünyadan aldıkları uyaranları, kendi ruhsal yapısında şekillendirdiğinde meydana gelen izlenim duyguları meydana getirir. Duygular sadece insanın içinde kalmaz; insanın sevinci, hüznü, öfkesi, korkusu ve şaşkınlığı hakkında dış dünyaya bazı sinyaller verir. Gülmek genel anlamda insandaki sevinç ve mutluluğun dışa yansıtılma biçimlerinden biri olup gülmenin, kahkahayla gülme, tebessüm gibi farklı türleri vardır. Ağlamak ise insandaki mutsuzluk ve üzüntünün gösterilme biçimlerinden biridir. Gülme ve ağlamanın aynı zamanda toplumla bütünleşme ya da toplumdan soyutlanma anlamında sosyal bir değeri vardır. Bu minvalde araştırmamızda psiko-sosyal birer olgu olan gülme ve ağlamanın Kur’an’daki mahiyeti incelenmiştir.
İnsanoğluna hitap eden bir kitap olarak Kur’an’da insan duygularının aksettirilme vasıtası olan davranışlardan gülme ve ağlama eylemlerine yer verilmiştir. Araştırmada psiko-sosyal özelliklerine değinilen gülme ve ağlama davranışlarının Kur’an’daki mahiyetinin ortaya konulması hedeflenmiştir. Zira zıt karakterli bu davranışların Kur’an’da ele alınış biçimi ve bu davranışlara yüklenen anlamın ortaya konulması bir müminin davranışlarına yön vermesi açısından önem arz etmektedir. Daha önce psikolojik açıdan gülme ve ağlama olgularının Kur’an eksenli olarak araştırıldığı birer çalışma yapılmıştır. Bizim çalışmamız bu zıt karakterli iki duygusal davranışı aynı çalışmada psiko-sosyal yönlerini vurgulayarak incelemesiyle diğerlerinden ayrılmaktadır. Doküman analizi yönteminden istifade edilen araştırmamız nitel karakterlidir. Araştırmada Taberî, Zemahşerî, Kurtubî, Fahreddin Râzî gibi müelliflerin klasik tefsir kaynaklarından ve bazı çağdaş tefsir kaynaklarından yararlanılmıştır. Ayrıca konuyla ilgili psiko-sosyal arka planı anlamak için insanın duygusal davranışlarını konu edinen yerli-yabancı bazı eserlerden istifade edilmiştir.
Yapılan araştırmada görüldüğü üzere Kur’an’da insandaki bu iki zıt kuvveyi yaratanın Cenâb-ı Allah olduğu bildirilmiş ve bu durumun O’nun kudretinin yüceliğine delil olduğu hissettirilmiştir. Ayetlerde insanın sevindiği, şaşırdığı, hayret ettiği durumlarda gülebildiği gibi alay ve küçümseme ifadesi olarak da gülme davranışını gösterdiğinden bahsedilmiştir. Diğer taraftan Kur’an’da müminlerin kendilerine gülerek alay eden inkârcılara ahirette güleceğinden bahisle inkârcıların yaptıklarının misliyle cezalandırılacakları belirtilmiştir. Bu şekliyle gülme eyleminden bir cezalandırma yöntemi olarak bahsedilmiştir. Gülmenin zıttı olan ağlamak ise insandaki üzüntünün dışa vurulma biçimlerinden biridir. Kur’an’da çok ağlamaktan insanın görme kabiliyetinde nakısa meydana gelebileceğinden bahsedilmiş ve insanın huşuyla ağlaması övülmüştür. Bir ayette bahsi geçen yalandan ağlama davranışı, insanların duygu gösterileriyle manipüle edilebileceğine dair bir işarettir. Ayrıca Kur’an’da değer verilen kimselerin ölümüne yer ve göğün ağlamasının söz konusu olmadığından bahsedilerek bu inanç tekzip edilmiştir. Gülme ve ağlamanın bir arada zikredildiği ayette ise yaptıkları hatalar nedeniyle pişmanlık göstermeyen ve ağlamayan kimselere âdeta boş yere güldükleri hissettirilmiştir. Araştırmamızda Kur’an’da gülme ve ağlama davranışlarının bazı ayetlerde psikolojik bir durumun göstergesi olduğu; bazı ayetlerde ise bir iletişim unsuru olarak sosyal bir veçhesinin olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca Kur’an’da daha çok altında yatan nedene göre gülmeye ve ağlamaya olumlu ya da olumsuz bir anlam yüklendiği görülmüştür. Bu bağlamda Kur’an’da insani bir duygu ifadesi olan gülmeye karşı olumsuz bir tutum sergilenmezken alay maksatlı gülmek ve işlenen günahlardan rahatsızlık duymadan eğlenip gülmek tasvip edilmemiştir. Diğer taraftan Kur’an’da pişmanlık ifadesi olarak ağlamak ile huşu nedeniyle ağlamak övülmüş buna karşın ağlamanın olumsuzluğuna işaret eden bir durumdan bahsedilmemiştir.
1
When individuals cognitively structure the environmental stimuli in their own psychological world, the resulting impression creates emotions. Emotions not only remain in the inner worlds of individuals, but they also disclose some signals to the outside world about the joy, sadness, anger, fear and astonishment of their owners. Laughing is one of the channels in which the emotions of joy and happiness are externalised, and there are different types of laughing such as laughter and smile. Crying, on the other hand, is one of the ways of expressing sadness in individuals. Laughing and crying also hold a social value in terms of integrating with or moving away from society. In this respect, the present study discusses the nature of these psycho-social phenomena from the perspective of the Qurʾān.
Being addressed to human beings, the holy Qurʾān mentions the acts of laughing and crying as the means of expressing human emotions. The present study aims to reveal the nature of laughing and crying, whose psycho-social characteristics are described in the Qurʾān. This is because the way these opposite acts are addressed in the Qurʾān, and the meaning attributed to them is critical in terms of guiding the behaviours of believers. There is a paucity of research addressing laughing and crying from a psychological perspective from the lens of the Qurʾān. The present study differs from others as it discusses these opposite emotional behaviours by emphasising their psycho-social aspects. This qualitative study carried out document analysis.
As it was clear in the present study, Allah Almighty created these two opposite acts in the Qurʾān, and they point to the greatness of His power. The Qurʾān mentions that humans can laugh when they are happy, surprised or astonished, while laughing can also be an expression of mockery and contempt. On the other hand, the Qurʾān also notes that believers will laugh in the Hereafter at the unbelievers who laughed at them and mocked them; the unbelievers will be equally treated in return. In this respect, the act of laughing is mentioned as a method of punishment. Being the opposite of laughing, crying is one of the ways of expressing human sorrow. The Qurʾān mentions that crying too much may impair human eyesight, while it praises crying with reverence. The act of fake crying mentioned in one verse is a sign that people can be manipulated by displays of emotion. Moreover, the Qurʾān refutes the belief that heaven and earth weep at the death of those who are valued. In a verse where laughing and crying are mentioned in the same context, those who hardly regret their mistakes and do not cry are made to feel that they are laughing in vain. The present study revealed that laughing and crying are considered indicators of individuals’ psychological state in some Qur’anic verses, and they are seen as a tool for fulfilling a social function as an element of communication in other verses. In addition, it was found that the Qurʾān attributes a positive or negative meaning to laughing and crying according to the underlying cause. This means that it does not have a negative attitude towards laughing to express human emotion, while laughing for the purpose of mockery and laughing and having fun without being disturbed one’s sins are not approved. On the other hand, the Qurʾān does not consider crying a negative act; it praises crying as an expression of regret and crying with reverence.
1
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | 1 |
Yayımlanma Tarihi | 15 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 20 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 53 |