BibTex RIS Cite

Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi

Year 2011, Lokman Hekim Journal 2011; Supplement, 35 - 36, 01.09.2011

Abstract

Latince adı Capparis olan bitki, Mersin ve civarında kedi tırnağı, kebere, geyil adlarıyla anılmaktadır. Diğer yö- relerimizde de halk arasında kapari, gebre otu, gevil, bubu, şebellah gibi isimlerle bilinmektedir. Akdeniz iklimi özellikleri taşıyan yerlerde doğal olarak yetişmektedir. Kapari bitkisinin kurağa dayanıklı kökleri çok kuvvetli ve büyük olup, 40 metre derinliğe kadar gider. Mayıs başından itibaren mor renkli sürgün uçlarında tomurcuk- ları olur ve beyaz çiçek açar. Meyvesi karpuzcuk biçimindedir. Olgunlaşıp çatlayınca yarılan bu karpuzcukların içerisinden tohumlar yere saçılır. Karıncalar da bu tohumları yuvalarına götürürken, kapari bu şekilde çoğalır. Dünya üzerinde Capparis (Capparaceae) cinsi, tropik ve subtropik tüm kıtaların doğal florasında kendiliğinden yetişmektedir. Bu cinse ait 250 kadar türün bulunduğu bildirilmektedir. Türkiye’de ise sadece iki tür (C. spi- nosa ve C. ovata) ve bu türlerin her birinin de üç varyetesi bulunmaktadır. Genellikle, C. spinosa varyeteleri batı ve güney kıyı bölgelerimizde, C. ovata varyeteleri ise iç bölgelerimizde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde doğal yayılış göstermektedir. Keberenin değişik tür ve varyeteleri dünyanın hemen her yerinde beslenme, tedavi, erozyon kontrolü, süs bitkisi gibi farklı amaçlar için değerlendirilmektedir. Kapari bitkisinin çiçek tomurcukları, meyvesi ve kök kabuğu idrar söktürücü, kabız ve kuvvet vericidir. Kapari- nin ekonomik manadaki esas görevi tomurcukların besin olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmede vitamin ve mineral madde açısından ilk akla gelebilecek bitkilerden birisi olan kapari- nin Türkiye’de tüketimi yaygın olmamakla birlikte Avrupa ülkelerinde çok daha yaygındır. Kapari ayrıca turşu halinde soslar, pizzalar, salata ve mezelerde kullanılır. Evliya Çelebi, bu bitkinin varlığını Çorum’un Osmancık ilçesinde 400 yıl öncesinde keşfetmiştir. Ünlü “Seyahatname”sinde “…Kumsallığın toprağında gebre isminde bir yemiş olur ki, sirke turşusu yapılır, gayet faydalıdır…” diye yazmaktadır. Antik çağlarda; Yunan Uygarlığının var olduğu dönemlerde, bilim adamlarının eserlerinde, bu bitkinin has- talıkların tedavisinde ve kozmetikte yararlanıldığından söz edilmektedir. Aristo ve Hipokrat, (MÖ334–322 / MÖ400) eserlerinde bu bitkinin tomurcuklarında çok sırlar olduğunu yazmaktadır. Mısırdaki Firavun mezar- larında, İtalya’da Rönesans dönesinden kalan bölgelerde, kaparinin faydalarından bahsedilir. Bu bitkinin tıbbi kullanımına eski Babil ve Çin uygarlıklarında rastlandığı gibi, İbn-i Sina ile İbn-ül Baytar’ın eserlerinde de şahit olunmaktadır. Çalışmamızda kebere (kapari) bitkisinin, tıbbi ve tarihsel açıdan önemi ve kullanılışı hakkında bilgiler verilecektir

_Its Importance from Historical and Medical Perspective

Year 2011, Lokman Hekim Journal 2011; Supplement, 35 - 36, 01.09.2011

Abstract

Abstract Latince adı Capparis olan bitki, Mersin ve civarında kedi tırnağı, kebere, geyil adlarıyla anılmaktadır. Diğer yörelerimizde de halk arasında kapari, gebre otu, gevil, bubu, şebellah gibi isimlerle bilinmektedir. Akdeniz iklimi özellikleri taşıyan yerlerde doğal olarak yetişmektedir. Kapari bitkisinin kurağa dayanıklı kökleri çok kuvvetli ve büyük olup, 40 metre derinliğe kadar gider. Mayıs başından itibaren mor renkli sürgün uçlarında tomurcukları olur ve beyaz çiçek açar. Meyvesi karpuzcuk biçimindedir. Olgunlaşıp çatlayınca yarılan bu karpuzcukların içerisinden tohumlar yere saçılır. Karıncalar da bu tohumları yuvalarına götürürken, kapari bu şekilde çoğalır.Dünya üzerinde Capparis (Capparaceae) cinsi, tropik ve subtropik tüm kıtaların doğal florasında kendiliğinden yetişmektedir. Bu cinse ait 250 kadar türün bulunduğu bildirilmektedir. Türkiye’de ise sadece iki tür (C. spinosa ve C. ovata) ve bu türlerin her birinin de üç varyetesi bulunmaktadır. Genellikle, C. spinosa varyeteleri batı ve güney kıyı bölgelerimizde, C. ovata varyeteleri ise iç bölgelerimizde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde doğal yayılış göstermektedir. Keberenin değişik tür ve varyeteleri dünyanın hemen her yerinde beslenme, tedavi, erozyon kontrolü, süs bitkisi gibi farklı amaçlar için değerlendirilmektedir. Kapari bitkisinin çiçek tomurcukları, meyvesi ve kök kabuğu idrar söktürücü, kabız ve kuvvet vericidir. Kaparinin ekonomik manadaki esas görevi tomurcukların besin olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmede vitamin ve mineral madde açısından ilk akla gelebilecek bitkilerden birisi olan kaparinin Türkiye’de tüketimi yaygın olmamakla birlikte Avrupa ülkelerinde çok daha yaygındır. Kapari ayrıca turşu halinde soslar, pizzalar, salata ve mezelerde kullanılır. Evliya Çelebi, bu bitkinin varlığını Çorum’un Osmancık ilçesinde 400 yıl öncesinde keşfetmiştir. Ünlü “Seyahatname”sinde “…Kumsallığın toprağında gebre isminde bir yemiş olur ki, sirke turşusu yapılır, gayet faydalıdır…” diye yazmaktadır. Antik çağlarda; Yunan Uygarlığının var olduğu dönemlerde, bilim adamlarının eserlerinde, bu bitkinin hastalıkların tedavisinde ve kozmetikte yararlanıldığından söz edilmektedir. Aristo ve Hipokrat, (MÖ334–322 / MÖ400) eserlerinde bu bitkinin tomurcuklarında çok sırlar olduğunu yazmaktadır. Mısırdaki Firavun mezarlarında, İtalya’da Rönesans dönesinden kalan bölgelerde, kaparinin faydalarından bahsedilir. Bu bitkinin tıbbi kullanımına eski Babil ve Çin uygarlıklarında rastlandığı gibi, İbn-i Sina ile İbn-ül Baytar’ın eserlerinde de şahit olunmaktadır.Çalışmamızda kebere (kapari) bitkisinin, tıbbi ve tarihsel açıdan önemi ve kullanılışı hakkında bilgiler verilecektir.

There are 0 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Journal Section Research Article
Authors

Selen Yeğenoğlu

Ayşe Uz

Publication Date September 1, 2011
Published in Issue Year 2011 Lokman Hekim Journal 2011; Supplement

Cite

APA Yeğenoğlu, S., & Uz, A. (2011). Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi Ve Folklorik Tıp Dergisi35-36.
AMA Yeğenoğlu S, Uz A. Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi. Published online September 1, 2011:35-36.
Chicago Yeğenoğlu, Selen, and Ayşe Uz. “Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi Ve Tarihsel Açıdan Önemi”. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi Ve Folklorik Tıp Dergisi, September (September 2011), 35-36.
EndNote Yeğenoğlu S, Uz A (September 1, 2011) Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi 35–36.
IEEE S. Yeğenoğlu and A. Uz, “Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi”, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi, pp. 35–36, September 2011.
ISNAD Yeğenoğlu, Selen - Uz, Ayşe. “Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi Ve Tarihsel Açıdan Önemi”. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi. September 2011. 35-36.
JAMA Yeğenoğlu S, Uz A. Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi. 2011;:35–36.
MLA Yeğenoğlu, Selen and Ayşe Uz. “Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi Ve Tarihsel Açıdan Önemi”. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi Ve Folklorik Tıp Dergisi, 2011, pp. 35-36.
Vancouver Yeğenoğlu S, Uz A. Kebere (Kapari) Bitkisi: Tıbbi ve Tarihsel Açıdan Önemi. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Lokman Hekim Tıp Tarihi ve Folklorik Tıp Dergisi. 2011:35-6.

                                                                                                                                  Creative Commons Lisansı                        
                                                                  This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

  

                                    Periodical scientific publication of Mersin University School of Medicine. Can not be cited without referenceResponsibility of the articles belong to the authors

  Cover

Ayşegül Tuğuz

from composition of İlter Uzel named Dioscorides and his Student

Address

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Çiftlikköy Kampüsü

Yenişehir / Mersin