In Ottomans, the efforts for modernization took place
under external pressures trying to Westernize the dynamics of the state and
society and internal difficulties presented by the historical adventure of
Ottoman State. In particular, disposition of the Janizary-Bektashi spiral did
not only led to significant changes and transformations in military terms, but
also in religious and cultural aspects too. Rather than the insight traditions
with a wide ontological and epistemological area with no borders, the state has
preferred the Sunni/academic Islam which was in a more preferable condition in
terms of legitimizing the secular pressures of reformation and the society was
tried to be made religiously and culturally similar around it. This was done
with policies limiting the faiths and minds of certain groups, trying to pull
them towards academic Islam, rather than disposing those groups. These
policies, also projecting to homogenise ulama and meshayeh, madrasa and
monastery, started to take shape with Mahmood II, and continued in the
following periods with variations. This report is about the activities of
Tadkîk al-Muallafat Commission, one of the most obvious indicators of that
period and established under the roof of Bâb al-Mashîhat.
Osmanlı modernleşme
çabaları bir taraftan devlet ve toplum dinamiklerini Batı ile aynılaştırmayı
amaçlayan harici baskılar diğer taraftan da Osmanlı Devleti’nin kendi tarihi
serüvenin dayattığı dâhili zorunluluklar eşliğinde gerçekleşmiştir. Özellikle
Yeniçeri-Bektaşi sarmalının tasfiyesi, askeri açıdan olduğu kadar dini ve
kültürel açılardan da ciddi değişim ve dönüşümlere yol açmıştır. Devlet,
sınırları belli olmayan geniş bir ontolojik ve epistemolojik alana sahip olan
irfan gelenekleri yerine tarihi birliktelik tecrübesinin de etkisiyle reformun
seküler baskılarını meşrulaştırma hususunda Sünni/kitabi İslam’ı tercih
etmiştir. Başka bir deyişle Toplum, İslam’ın bu yorumu etrafında dinî ve
kültürel olarak aynılaştırılmak istenmiştir. Bu durum söz konusu çevrelerin
tasfiyesinden ziyade onların inanç ve zihin dünyalarını sınırlandıracak, kitabi
İslam dairesine çekilmelerini sağlayacak politikalar eşliğinde yapılmaya
çalışılmıştır. Ulema ile meşayihin, medrese ile tekkenin homojenleştirilmesini
de öngören bu politikalar II. Mahmut döneminden itibaren şekillenmeye başlamış
ve sonraki dönemlerde çeşitlendirilerek devam etmiştir. İşte bu makale söz
konusu sürecin en açık göstergelerinden birisi olup Bâb-ı Meşîhat çatısı
altında kurulan Tedkîk-i Müellefat Encümeni’n faaliyetlerini konu almıştır.
Konular | Din Araştırmaları |
---|---|
Bölüm | Hakemli Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 1 Sayı: 1 |
· JAD, bilgiyi genişletmek ve geliştirmek için tamamen Açık Erişim Dergi Politikasını kabul eder.
· Adres: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Esenboğa Yerleşkesi Çubuk/Ankara