Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimleri tamamlanmadığı için gerçekleştirdikleri fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu doğrultuda irade oluşturma yetenekleri erişkinlere kıyasla zayıftır. Çocukların yeterince olgunlaşmamış olmaları sebebiyle bu zafiyetlerinden kötü niyetli kişilerin istifade ettiği ve suç işlenmesinde çocukları kullandığı görülmektedir. Çocuklar suç işlenmesinde suçun kanuni tanımındaki unsurları gerçekleştirerek ön planda yer almakta, arka plandaki kişiler ise çocukların iradeleri üzerinde etki göstererek suça nedensel şekilde katılım sunmaktadır. Arka plandaki kişinin çocuğa suç işleme kararı aldırması şeklinde çocuğun iradesini şekillendiren bir katkı mı sunduğu yoksa çocuğun suç teşkil eden fiilini hakimiyeti altında gerçekleştirmesini sağlayarak iradesine bütünüyle mi hükmettiği arka plandaki kişinin suça iştirak statüsünü belirlemektedir. Çocukların suça yönlendirildiği durumlarda arka plandaki kişinin dolaylı fail mi yoksa azmettiren mi olduğu temelde faillik ve şeriklik ayrımına dayanmaktadır. Suç işleyen çocukların iradeleri üzerindeki etkinin mahiyeti çocuğun somut olayda gerçekleştirilen fiile yönelik algılama ve irade yeteneğinin hangi ölçüde mevcut olduğuyla da ilişki halindedir. Çalışmada mesele, faillik ve şeriklik ayrımında ceza mevzuatımızda kabul edilen sisteme, Yargıtay içtihatları ve doktrindeki görüşlere yer verilmek suretiyle açıklanmıştır. Çalışmanın neticesinde, Yargıtay tarafından da kabul edilen kusur yeteneği bulunmayan çocukların suça yönlendirilmesinde arka plandaki kişinin dolaylı fail olarak suça iştirak ettiğini esas alan görüşün yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Suça İştirak Azmettirme Dolaylı Faillik Çocuk Kusur Yeteneği.
Children, due to their incomplete mental and physical development, have a reduced ability to understand the legal consequences of their actions and form intent, in comparison to adults. This vulnerability is often exploited by malicious individuals who use children to commit crimes. While children may fulfill the elements of a crime, individuals in the background influence their will, thereby participating indirectly. The degree of influence depends on whether the individual merely shapes the child’s decision to commit the crime or completely controls the child’s will, making them perform the criminal act under their guidance.The child’s ability to perceive and form intent related to the act is a key factor in determining their level of culpability. In situations where children are directed to commit crimes, the role of the individual in the background—as either an indirect perpetrator or an instigator—depends on the distinction between perpetration and accessory. This study discusses the legal implications of complicity, indirect perpetration, and instigation in cases involving children in crimes. It also examines the system established in our criminal law, including Supreme Court rulings and doctrinal views on participation in crimes. The conclusion of this study is that the view, which considers the person behind the scenes as an indirect perpetrator for steering children who lack the capacity for culpability towards committing a crime, is well-founded, as also recognized by the Court of Cassation.
Complicity in a Crime Instigation Indirect Perpetration Child Capacity for Fault
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Nisan 2025 |
Gönderilme Tarihi | 31 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 17 Mart 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 74 |