Biri maddî, diğeriyse gayrimaddî, kökten farklı iki tür cevherin mevcudiyetini kabul eden Descartes, doğada bu iki cevherin birbiriyle irtibat kurduğu yegâne canlının insan olduğunu savunur. Zira ona göre hayvanlar, doğadaki mekanik aksesuarlardan öteye gidemez ve Descartes açısından “hayvanın bilinci”nden söz etmek hiç mi hiç kabil değildir. Descartes maddî dünyayı mekanistik fiziğiyle, hayvanların ve insanın bedenini de mekanistik fizyolojisiyle büyük ölçüde başarıyla açıklarken, iki tür cevherin insanda nasıl ilişkiye geçtiğini açıklama sorunuyla karşı karşıya kalır. Yani, saf gayrimaddî zihin veya ruh nasıl olup da fiziksel cevherden müteşekkil beden üzerinde etki uyandırabilmektedir? Descartes bu soruyu, bahis konusu ilişkinin kurulduğu biyolojik “merkezî karargâh” olarak kozalaksı bezi öne sürerek cevaplamayı dener. Ne var ki, “ruh hangi kuvvet aktarımı yoluyla kozalaksı bezi harekete geçirir?” sorusunun, onun yaklaşımı dâhilinde net bir cevabı yoktur.
Zihin felsefesi zihin-beden sorunu cevher düalizmi psikofiziksel etkileşimcilik
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Temmuz 2020 |
Gönderilme Tarihi | 1 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 71 |
Felsefe Dünyası Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.