Türk-İslâm vakıf kültürü içerisinde önde gelen sosyal yardım kuruluşlarından biri olan Darüşşifalar, tıp
mesleğinin uygulanmasına yönelik mimari anlayış gerektiren yapılar, kentlerin şekillenmesinde önemli etkisi
bulunun yapı türlerindendir. Osmanlı İmparatorluğu’ndan önce de, İslâm dünyasında önemli bir yeri olan bu
kuruluşlar, cami, mescid, tekke, medrese, hamam gibi varlıklarını vakıfları ile korumuşlar ve sürdürmüşlerdir.
İlk kuruldukları dönemlerde sadece hasta tedavi eden bu kurumlar zamanla tıp ilminin de tahsil edildiği
araştırma ve akademik birimler haline gelmişlerdir. Selçukluların özellikle Anadolu’da ortaya koyduğu
darüşşifalar Türk tıp tarihi açısından önem taşımaktadırlar. Bunların içerisinde Selçuklu Hükümdarı II.
Kılıçaslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan adına Kayseri’de yaptırılan Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve
Şifahanesi (1205-1206) ile Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykâvus tarafından (1217 – 1218) yaptırılan
Sivas Darüşşifası hakkında, tıp tarihi açısından yapılan araştırmalardan önemli bilgilere ulaşılmıştır. Tıp
mesleğinin uygulanmasına yönelik özel mimari çözümlemeler içeren Osmanlı Dönemi sağlık kuruluşları da,
biçimsel olarak Selçuklu sağlık yapılarını anımsatır. Bu çalışma kapsamında, genellikle, merkezi ve üzeri açık
bir orta avlu çevresine dizilmiş oda sıralarının oluşturduğu plan şemasına sahip Osmanlı dönemi
darüşşifalarından, Mimar Sinan’ın yaptığı Süleymaniye Külliyesi’nin bir parçası olan Tıp Medresesi ve
Darüşşifa yapıları incelenecektir.
The hospitals, dar al-shifas, one of the leading welfare associations in the Turkish-Islamic
foundation culture, which required an architectural understanding of the application of medical profession,
had a great impact on the formation of the cities. These establishments, which had an important place in
Islamic world even before the Ottoman period, were able to preserve and maintain their entities such as
mosques, prayer rooms, lodges, madrasas and baths with the help of their foundations. In time, the
establishments, which were only treating patients in their earlier days, evolved into research and academic
units where medical science was taught. Particularly, the dar al-shifas introduced by the Seljuks have a great
importance in the history of Turkish medicine. During the studies with regard to the history of medicine,
important data was collected about Gevher Nesibe Hospital and Medical Academy (1205-1206), built in
Kayseri on behalf of the Seljuk Emperor Kilicaslan II’s daughter Gevher Nesibe Sultan, and Sivas Hospital,
built by the Anatolian Seljuk Emperor Izzeddin Keykâvus (1217 – 1218). The Ottoman period health care
organizations, which include special architectural resolutions aimed at the application of medical profession,
are similar to the Seljuk health care organizations in style. Within the scope of this study, among the Ottoman
period hospitals with a general plan scheme of rooms aligned around a central open atrium, the Medical
Madrasa and Dar al-shifa structures, which are parts of the Suleymaniye Complex built by Sinan the
architect, will be examined.
Other ID | JA77TC87DN |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 2 Issue: 3 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)