Türkiye’de komünizm, Osmanlı Devleti’nin son dönemleriyle birlikte adını duyurmaya başlasa da, asıl etkisini Milli Mücadele döneminde gösterebilmiştir. Bu dönemde verilen bir kurtuluş mücadelesi ortamının ve Sovyet Rusya ile geliştirilen olumlu ilişkilerin, komünist faaliyetlere ve partilere alan açtığını görmekteyiz. Ancak Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla birlikte komünistlere yönelik olan baskı artırılmış ve tutuklamalarla birlikte kadro güçleri zayıflatılmıştır. Bu yoğun baskı ortamı komünistleri, yeraltına inerek gizli faaliyetler sürdürme mecburiyetine itmiştir. 1930’lu yıllar boyunca etkinliği sınırlı kalan komünizm, İkinci Dünya Savaşı öncesinde alınan yeni kararlarla, geleneksel örgütlenme biçimlerinden ayrışarak, devlet aygıtlarına entegre bir faaliyet dönemine girecektir. Böylelikle komünizm, savaşın başlarında Türkiye Komünist Partisi liderlerinden Şefik Hüsnü’nün Türkiye’ye dönmesine kadar daha pasif bir halde kalacaktır.
Savaş yılları boyunca Türkiye’de komünizm, Sovyet Rusya’nın takındığı pozisyonlarla eşgüdüm halinde siyaset geliştirmiştir. Başlarda daha pasif bir politika izlenirken, savaşın sonlarına doğru Sovyet Rusya’nın lehine dengelerin değişmesiyle daha etkin bir faaliyet dönemine geçilmiştir. Bu hareketlilik, komünist tutuklamalarını beraberinde getirmiş olsa da, savaş sonrası dönemde komünizm her alanda siyasetini geliştirme gayreti içinde olacaktır. Bu dönemde, 1946’da Şefik Hüsnü’nün evinde ele geçirilen ve Moskova’ya gönderilmek üzere hazırlandığı anlaşılan bir rapor bulunmuştur. Bu rapor, Türkiye Komünist Partisi’nin, İkinci Dünya Savaşı’ndaki durumuna yönelik önemli bilgiler içermekteydi. Çalışmamızda, bu önemli rapor çerçevesinde komünizmin, savaş yıllarında Türkiye’deki niyet ve faaliyetlerinin ortaya konması amaçlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 2 |