Tumor markers are becoming increasingly important in breast cancer research because of their impact on prognosis, treat-ment, and survival, and because of their relation to breast cancer subtypes. 108 Stage2 breast cancer patient with T2 tumour included the study. Ali of the patients underwenr modifided radical mastectomy with stevvart transvers incision and Level l-ll-lll axillary dissection. Group 1: Eostrogen Receptor (ER) negative, Progesterone receptor (PR) negative, Her2 Receptor (Her2) negative patients (46 patients). Group 2: Any of Eostrogen Receptor (ER), Progesterone Receptor (PR) or Her2 Receptor (Her2) positive patients (62 patients). This two groups compared in respect to average number of dissected total lymph nodes and num-ber of average positive lymph nodes. Data showed that there is no significant difference betvveen two groups in respect to average number of dissected total lymph nodes and number of average positive lymph nodes. To our study we think that it is important to clarify this entity with further investigations becouse of its possible role in diagnosis and management of different treat-ment modalities.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olup meme kanseri araştırmalarında özellikle son yıllarda immünhisto-kimyasal markerlar giderek artan bir oranda önem kazanmakta ve çalışmalar özellikle bu yönde yoğunlaşmaktadır. Çalışmamız T2 tümörü bulunan Evre 2 meme kanserli 108 hastada gerçekleştirilmiştir. Hastaların tamamına stewart transvers insizyonu ile modifiye radikal mastektomi ve Level l-ll-lll düzeyinde aksiller lenf nodu disseksiyonu uygulandı. Grup 1: Östrojen Reseptörü (ER) açısından negatif, Progesteron Reseptörü (PR) açısından negatif, Her2 Reseptörü (Her2) açısından negatif hastalar (46 hasta). Grup 2: Östrojen Reseptörü (ER), Progesteron reseptörü (PR), Her2 Reseptörü (Her2)'nden herhangi 1 tanesi, herhangi 2 tanesi veya her 3 reseptörün de pozitif olduğu hastalar (62 hasta) olarak kabul edildi ve bu 2 grup disseke edilen toplam lenf nodu sayısı ve ortalama pozitif lenf nodu sayısı açısından 2 Sample-T-testi ile karşılaştırıldı. Grupl ve Grup 2 arasında disseke edilen toplam lenf nodu sayısı ve ortalama pozitif lenf nodu sayısı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Sonuç olarak prognoz değerlendirmesinde efektif bir öngörü vadeden bu antitenin iteri araştırma ve çalışmalarla aydınlatılabileceği ve meme kanseri tanı ve tedavi yaklaşımlarında önemli rol oynayabileceği görüşündeyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 41 Issue: 1 |