Osmanlı merkez örgütü içinde yer aldığı dönemden itibaren fetva vermekle görevlendirilen şeyhülislâmlık makamı bu yetkisinin dışında hiçbir idarî görev üstlenmemişti. 16. yüzyıldan sonra yetkileri genişletilerek ulema sınıfının başkanlığına getirilen şeyhülislâmlar idari, adli ve eğitim ile ilgili bazı işlerden sorumlu tutuldular. Adli alanda, İslâm Hukuku kurallarına göre karar veren şeriyye mahkemelerine başkanlık eden kadıları atama ve azil yetkilerine de sahip oldular. Bu yetki aynı zamanda şeriyye mahkemelerinin şeyhülislâmlık makamına bağlanması anlamına geliyordu. 1917 yılına kadar şeyhülislâmlığa bağlı olarak çalışmalarını sürdüren şeriyye mahkemeleri, bu tarihten itibaren dinin kamusal hayattan uzaklaştırılması çalışmaları içerisinde Adliye Nezareti’ne bağlandılar. Fakat bu durum çok da uzun sürmedi. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından İttihad ve Terakki Partisi’nin ve uygulamalarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı dönemde, yoğun itirazlar nedeni ile, 1918 yılından Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar şeriyye mahkemelerinin yeniden şeyhülislâmlık makamına bağlandığını görmekteyiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | YARGI TEŞKİLATI |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 62-63 |