Amaç: Türk Ceza Kanunu’nda Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi Rehberi’nde ceza kanunu çerçevesindeki değerlendirmelerin, tazminat veya borçlar hukuku çerçevesindeki maluliyet, meslekte kazanma gücünden kayıp oranı veya engellilik oranları ile karıştırılmaması gerektiği; ancak karar verilemeyen durumlarda maluliyet/engellilik listelerine göre bir oran hesaplanarak karar verilebileceği belirtilmiştir. Çalışmamızda bu yönetmeliklerin duyulardan veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi(OBİSZ/Y) kararlarında kullanılabilirliğini tartışmak ve nasıl kullanılması gerektiği konusunda katkıda bulunmak amaçlanmıştır.
Yöntem: Çalışmamızda Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu tarafından 2014-2018 yılları arasında kurul muayenesi yapılarak OBİSZ/Y hususunda görüş bildirilmiş olan ve sadece üst ekstremite ortopedik yaralanması olanlar çalışmaya dahil edilmiş eşlik eden nörolojik hasarı olan olgular dışlanarak 211 olgu elde edilmiştir.
Bulgular: Çalışmamızda 211 olgudan 49’u (%23,2) için yaralanmasının organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğu, 19’u (%9) için ise yitirilmesi niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. Kemik kırığına bağlı yaralanmaların %64,9 ile ilk sırada, %17,1 ile ampütasyon yaralanmalarının ise ikinci sırada geldiği, olguların 82’sinin (%38,9) el parmaklarından, 68’inin (%32,2) omuz bölgesinden yaralanmış olduğu tespit edilmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonucunda OBİSZ/Y ile D ve E cetveline göre hesaplanan maluliyet oranı arasında pozitif yönlü iyi derecede korelasyon olduğu, OBİSZ/Y ile el, üst ekstremite, tüm vücut özürlülük düzeyi arasında pozitif yönlü mükemmel derecede korelasyon olduğu gözlenerek, her iki yönetmeliğe ait cetvellerin de OBİSZ/Y kararlarının oluşturulmasında kullanılabileceği düşünülmüştür. İşlevde yitirilme kararı için ROC analizinde duyarlılığı ve özgüllüğü en optimal aralıkta olacak şekilde yapılan cut off sınır tespitinde; üst ekstremite özürlülük oranında %32.5, tüm vücut özürlülük oranında ise yüzde % 19.5 değerleri bulunmuştur.
Sonuç: Ulaşılabilen literatürde benzeri olmayan çalışmamızda TCK’da Tanımlanan Yaralama Suçlarının Adli Tıp Açısından Değerlendirilmesi Rehberi’nde yer alan ekstremite fonksiyon kayıplarına yönelik kriterlerin netleştirilerek ayrıntılandırılması gerektiği, üst ekstremite yaralanmalarında el, el bileği, ön kol, dirsek, kol ve omuz bölgelerinin ayrı ayrı organ olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği konusunda birlik sağlanmasına ihtiyaç olduğu, bu konuda özellikle Özürlülük Yönetmeliği ekinde yer alan cetvellerden faydalanılabileceği sonucuna varılmıştır. Zayıflama ve yitirilme kararları için kullanılabilecek maluliyet ve özürlülük oranları hesaplanıp öneri olarak sunulmuştur.
Objective: In the Guide for Assessment of Offences Against Physical Integrity Which were Described in Turkish Penal Code in terms of Forensic Medicine, evaluations within the framework of the criminal law should not be confused with capacity to work and vocational permanent disability rates or disability rates within the framework of the law of compensation or obligations; however, it has been stated that in cases where a decision cannot be made, a decision can be made by calculating a rate according to the disability lists. In our study, we aimed to discuss the usability of these regulations in decisions regarding the permanent weakening or loss of the function of one of the senses or organs (PWFLSO) and to contribute to how they should be used.
Methods: We retrospectively examined 211 cases, having upper extremity orthopedic injuries not accompanied by neurological damage, which were reported and examined by the Ministry of Justice Council of Forensic Medicine Second Forensic Medicine Specialization Board regarding permanent weakening or loss of the function of one of the senses or organs between the years of 2014-2018.
Results: In our study, it was observed that in 49 (23.2%) of 211 cases were stated as “permanent weakening function of one of the senses or organs” and in 19 (%9) of 211 cases were stated as “permanent loss of the function of one of the senses or organs”. It was determined that the most frequent cases were bone fractures with 64.9%, followed by amputation injuries with 17.1% and 82 (38.9%) of the cases were injured on the phalanx and 68 (32.2%) were injured on the shoulder. As a result of the correlation analysis, there is a good positive correlation between PWLSO and the disability rate calculated according to “Regulation on the Procedures on the Determination of the Loss of Working Power and Profitability Rate”, also there is very high positive correlation between PWLSO and hand, upper extremities and whole person impairment according to “The Scale of Disability Rates” therefore it is thought that scales of both regulations can be used for reports of PWLSO. In the ROC analysis for the decision of loss of function, the cut-off limit is determined in a way that the sensitivity and specificity are in the most optimal range; it is found that the upper extremity disability rate was 32.5%, and the whole body disability rate was 19.5%.
Conclusion: In our study, which is unique in the available literature, the criteria for extremity function losses in the Guide for Assessment of Offences Against Physical Integrity Which were Described in Turkish Penal Code in terms of Forensic Medicine should be clarified and detailed, there is a need to establish unity on whether the hand, wrist, forearm, elbow, arm and shoulder regions should be evaluated as separate organs in upper extremity injuries. It has been concluded that especially the tables in the annex of The Scale of Disability Rates can be used in this regard.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Forensic Medicine |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | May 31, 2024 |
Acceptance Date | October 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 38 Issue: 3 |