Backround/Aim: The World Health Organization defines ageing as ‘a reduction in the ability to adopt to environmental factors’. Just like childhood and adulthood, ageing is a life stage which has its own psychological, physiological and biological characteristics. The lifespan not only vary greatly across organism but among tissue types, even across different cell types within a tissue. Many theories have been proposed to explain the mechanism of ageing but neither of them appears to be fully satisfactory. The aim of this review is to give information about most commonly accepted theories of aging. Conclusion: Modern biological theories of aging fall into two main categories: programmed and stochastic or damage theories. The damage theories emphasize the cumulative effects of random events internal or external that induce damage at various levels as the cause of aging. The programmed theories imply that aging follows a biological timetable, perhaps a continuation of the one that regulates childhood growth and development. The main cause of a permanent cell cycle arrest after a certain number of cellular division, also known as replicative senescence, is telomere shortening. As mentioned above environmental assaults damage cells and tissues resulting in ageing. As a result, although many theory are proposed by theorists to explain the process of ageing, they are mutually exclusive, no one theory is sufficiently able to explain the process of ageing.
Özbilgi/Amaç: Dünya Sağlık Örgütü yaşlılığı çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması olarak tanımlamaktadır. Yaşlılık bir hastalık olmayıp, tıpkı çocukluk ve erişkinlik dönemleri gibi kendine özgü psikolojik, fizyolojik ve biyolojik değişiklikleri içeren yaşamın bir dönemidir. Yaşlanma sürecini açıklamaya yönelik çok sayıda yaşlanma teorileri ileri sürülmüştür. İleri sürülen bu teorilerde, yaşlanma süreci genellikle tek bir mekanizma ile açıklanmaya çalışılmıştır. Buna karşın yaşlanmanın tek bir mekanizma ile açıklanamayacak kadar karışık olduğunu ileri süren çalışmalar da bulunmaktadır. Bu derlemenin amacı yaşlanmanın biyolojisi hakkında bilgi vermektir. Sonuç: Yaşlanma teorileri genel olarak stokastik rastlantısal ve kalıtsal olmak üzere ikiye ayrılır. Stokastik teoriye göre yaşlılık, biyomoleküllerde rastlantısal olarak oluşan hataların birikmesine sonucu meydana gelir. Dış ve iç faktörlere bağlı olarak hücrenin genetik materyalinde meydana gelen mutasyonların zamanla birikmesi ve biyomolekülerin glikasyonu sonucu oluşan ileri glikasyon ürünlerinin yaşlanmaya neden olduğu ileri sürülmektedir. Kalıtsal modele göre ise yaşlanmanın programlanmış bir süreç olduğu kabul edilmektedir. Çoğalabilen hücrelerin belli sayıda bölündükten sonra bölünme yeteneklerini kaybetmesi olarak tanımlanan replikatif yaşlılığın temel nedeni telomer kısalmasıdır. Telomer uzunluğu kritik limit adı verilen alt limite kadar kısalan hücrelerde, hücre döngüsü geri dönüşümsüz olarak durdurulur. Telomer uçlarının kısalması sonucu çoğalma yeteneğini kaybeden hücrelerde yukarıda sözü edilen dış ve iç faktörlerin etkisiyle meydana gelen değişikliklerin birikmesi nedeniyle hücreler zamanla fonksiyonlarını yerine getiremez duruma gelirler, diğer bir deyişle yaşlanırlar. Sonuç olarak, yaşlanma sürecini tek bir mekanizma ile açıklamaya çalışan çok sayıda teori ileri sürülmesine rağmen yaşlanmanın tek bir mekanizma ile açıklanamayacak kadar karmaşık olduğu, birçok mekanizmanın yaşlanma sürecinde etkili olduğu görülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 5 Issue: 2 |