Tüketim toplumunda insanlar sistemin iletişim teknolojileri yoluyla sunduğu seçenekler üzerinden sürekli seçim yaparak kendilerine yeni kimlikler oluşturmakta ve eski olanı yeni olanla değiştirmektedir. İnsanın var oluşu başka bir deyişle görünürlüğü tüketim temelinde kimlik oluşturmasına bağlıdır. Böylece hem kendisini hem de sistemi sürekli yeniden üretecektir. Sistem sürekli tüketim yapmaya dayalıdır ve bu bağlamda uyku, sistemin kendisini üretmesinde sorun teşkil eden, tüketimin yapılmadığı bir zaman dilimini temsil etmektedir. Sistemin iletişim teknolojileri aracılığıyla zaten varoluşsal olarak zorunlu kıldığı tüketimin, hız kazanması karşısında, uyku sorun oluşturmaktadır ve yok edilemiyorsa bile en az süreye indirgenmelidir. Çalışmamızda uykunun sistem tarafından nasıl sorunsallaştırıldığı, gelişimi ve sonuçlarıyla ortaya konmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda çalışma üç bölümden oluşacaktır. Birinci bölümde tüketim toplumunda kimlik oluşturma baskısı incelenecektir. İkinci bölümde gündelik yaşam ve iletişim teknolojileri arasındaki ilişki insanın sistemle uyumlu bir şekilde tüketim yapma zorunluluğu üzerinden açıklanacaktır. Son bölümde ise ilk iki bölümde ortaya konan tüketim yapma zorunluluğu temelinde uykunun nasıl sorunsal hâle dönüştüğü analiz edilecektir. Çalışma nitel bir yaklaşımla ve doküman analizi yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmamız ülkemizdeki düşünsel çalışmaların kuramsal birikimine tüketim toplumunun bir parçası olarak insanın ve uyku ihtiyacının sistemle uyumlu bir şekilde nasıl sorunsallaştığıyla ilgili literatüre katkıda bulunmayı hedeflemektedir. İnsanın sistemle uyumlu bir şekilde dönüşümünün uyku üzerinden analiz edilmesi, literatürde böyle bir çalışma görülmemesi nedeniyle makaleyi önemli kılmaktadır.
In the consumer society, people create new identities for themselves by constantly choosing from the options offered by the system through communication technologies and replace the old with the new. In other words, the existence of human beings, or their visibility, depends on creating identities based on consumption. Thus, it will constantly reproduce both itself and the system. The system is based on constant consumption and in this context, sleep represents a period in which consumption is not made, which poses a problem for the system to produce itself. In the face of the acceleration of consumption, which the system has already made existentially obligatory through communication technologies, sleep poses a problem and should be reduced to the minimum time even if it cannot be eliminated. In our study, we will try to reveal how sleep is problematized by the system with its development and consequences. In this context, the study consists of three parts. In the first part, the pressure to create identity in the consumer society is examined. In the second part, the relationship between daily life and communication technologies is explained through the obligation of human beings to consume in harmony with the system. In the last part, it is examined how sleep has become problematic on the basis of the necessity to consume as presented in the first two parts. The study was conducted with a qualitative approach and document analysis method. Our study aims to contribute to the theoretical accumulation of intellectual studies in our country about how the human being as a part of the consumer society and the need for sleep are problematized in harmony with the system. Analysing the transformation of the human being in harmony with the system through sleep makes the article important since there is no such study in the literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication Sociology |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | April 2, 2024 |
Acceptance Date | June 10, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi (HEFAD) Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.