In this study, the relationship between Bipolar Disorder II (BD II) and Borderline Personality Disorder (BPD) was examined in terms of affect, impulsivity, self-representation and defense mechanisms, and it was aimed to reveal the differences, similarities and unique features of each psychiatric diagnosis between these two groups.
The general category of Bipolar Disorder (BD) overlaps with different diagnostic criteria, including BPD.
BD II and BPD are two forms of psychological functioning that are difficult to distinguish from each other in terms of affective inconsistency, irritability and excess in impulsive behaviors, self-harm and suicidal behaviors.
The aim of the study is to examine whether there are differences between the two psychopathologies in terms of affect, impulsivity, self-representation and defense mechanisms variables, through specific approaches and projective tests within psychoanalytic metapsychology.
Within the scope of this research, a mixed methodology of quantitative and qualitative was adopted, and both statistics and content analysis were applied to the data obtained. Evaluation was made in two ways: qualitative and quantitative, using projective methods. Statistical analysis of Rorschach codes and content analysis of Rorschach and TAT responses were performed, aiming for a holistic evaluation.
In this study, where we intersect psychoanalytic psychopathology theories and psychiatric diagnostic criteria, it is thought that psychoanalytic theory will shed light on the field of psychiatric and clinical research.
The hypothesis stating that there were differences between the two groups in terms of affect was not confirmed.
The findings obtained in the study support the hypothesis that there is a difference in impulsivity between the two groups.
There are findings that BPD and BD II can be confused and that the co-occurrence of the two diagnoses is common. For this reason, in addition to structured evaluations to predict the presence of comorbidity or differential diagnosis, it is recommended to look at self-representation and defense mechanisms with projective methods.
Bu çalışmada Bipolar Bozukluk II (BB II) ve Sınırda Kişilik Bozukluğu (SKB) arasındaki ilişkiye duygulanım, dürtüsellik, kendilik temsili, savunma düzenekleri açısından bakılmış olup, bu iki grup arasındaki farklılıkları, benzerlikleri ve her bir psikiyatrik tanıya özgü biricik özellikleri ortaya koymak hedeflenmiştir.
Bipolar Bozukluk (BB) genel kategorisi, SKB da içinde olmak üzere farklı tanı kriterleriyle çakışmaktadır.
BB II’nin başlıca özelliği, en az bir hipomanik epizodun yanı sıra bir ya da birden çok majör depresif epizodun ortaya çıkması ile belirli bir klinik gidişin olmasıdır. Bu dönemlerin arasında duygudurumun normale döndüğü ötimik dönemler vardır. İşlevsellikte bozulma majör depresif epizodları ya da kronik gidişli öngörülemez duygudurum epizodları örüntüsünden ileri gelmektedir.
SKB, gerçek ya da hayali terk edilme korkusu, gözünde aşırı büyütme ile yerin dibine sokma uçları arasında seyreden kişilerarası ilişkiler, tutarsız benlik algısı, dürtüsellik, duygudurumunda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı affektif instabilite, irritabilite, anksiyete belirtileri, boşluk hisleri, öfke, paranoid düşünce ve dissosiatif semptomlarla belirgin bir kişilik bozukluğudur.
BB II ve SKB, duygulanımda tutarsızlık, irritabilite ve dürtüsel davranışlarda fazlalık, kendine zarar verme ve intihar davranışları bakımından birbirlerinden ayırt edilmesi güç iki ruhsal işleyiş biçimidir.
SKB’de dürtüsel davranışların varlığı hipomani olarak yanlış olarak değerlendirilip BB tanısı koymaya ya da irritable hipomanik dönemler SKB yanlış tanısına sebep olabilmektedir.
Çalışmanın amacı iki psikopatoloji arasında duygulanım, dürtüsellik, kendilik temsili ve savunma düzenekleri değişkenleri açısından farklılık olup olmadığına psikanalitik metapsikolojinin içinde yer alan özgül yaklaşımlar ve projektif testler aracılığıyla bakmaktır.
Bu araştırma kapsamında nicel ve nitel olmak üzere karma bir metodoloji benimsenmiş, elde edilen verilere hem istatistik hem de içerik analizi uygulanmıştır. Projektif yöntemlerden Rorschach ve TAT testleri kullanılarak nitel ve nicel olmak üzere iki şekilde değerlendirme yapılmıştır. Rorschach kodlarının istatistik analizleri ile Rorschach ve TAT yanıtlarının içerik analizi yapılmış, bütüncül bir değerlendirme hedeflenmiştir.
Psikanalitik psikopatoloji kuramları ve psikiyatrik tanı kriterlerini kesiştirdiğimiz bu çalışmada psikanalitik kuramın, psikiyatrik ve klinik araştırma alanına ışık tutacağı düşünülmüştür.
Elde edilen bulgular bazı hipotezleri desteklerken bazılarını desteklememektedir.
Duygulanım bağlamında iki grup arasında farklılık olduğunu belirten hipotez doğrulanmamıştır.
Araştırmada elde edilen bulgular, iki grup arasında dürtüsellikte farklılık olduğu hipotezini desteklemektedir. Dürtüsellikle ilgili bulgular ve bunların psikanalitik yorumu psikiyatrik araştırmaların SKB’deki alışılmadık saldırganlık betimlemesini destekler niteliktedir.
Çalışmada elde edilen bulgular, kendilik temsilinde ve savunma düzeneklerinde iki grup arasında farklılık olduğu hipotezini desteklemektedir.
SKB ile BB II’nin karışabildiğine ve iki tanının birlikte görülmesine sıklıkla rastlandığına dair bulgular mevcuttur. Bu sebeple eş tanının varlığını veya ayırt edici tanıyı yordamak için yapılandırılmış değerlendirmelerin yanısıra özellikle kendilik temsili ve savunma düzeneklerine projektif yöntemlerle bakılması önerilmektedir. SKB’ deki dürtüselliğin yoğunluğu ve kontrolündeki zorluk dikkate alınarak inceleme yapılması önem arz etmektedir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Clinical Psychology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 3, 2024 |
Submission Date | September 1, 2024 |
Acceptance Date | November 12, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 2 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)