Osmanlı Dönemi cam sanatları incelendiğinde cam üretiminin Mevlevi Mehmet Dede’yle
başladığı görülür. III. Selim tarafından cam yapım tekniklerini öğrenmek üzere (1807) de
İtalya’ya gönderilen ve bir süre Venedik’te araştırma yaptıktan sonra İstanbul’da Venedik
üretimi camlara benzeyen eserler vermiş olan Mevlevi Mehmet Dede; kısa bir zaman sonra
İstanbul, Beykoz’da kurulan atölyelerde cam sanatını geliştirmiştir.
Türk zevkini çok iyi ifade eden kesme tekniği ve bitkisel motiflerin ağırlıkta olduğu mineleme
tekniğinin yanı sıra yaldızlı bezemelerle de süslenmiş, süt rengi, beyaz ya da mavi renkte bir
cam hamurundan yapılmış karakteristik cam eşyalar üretilmiştir.
Üretilen bu cam eşyalara yapıldıkları yerle bağlantılı olarak Beykoz işi camlar adı verilmiştir.
Geleneksel Türk camcılığı dendiğinde akla ilk gelen Beykoz cam sanatıdır.
Beykoz da üretilen Osmanlı kültür ve sanatının birer simgesi olan cam eserler dönemin
özelliklerini yansıtmaktadır.
Günümüzde Beykoz Cam sanatına benzer üretim yapan Paşabahçe, geleneksel cam üretim
teknikleri ile cam atölyelerinde üretimleri devam etmektedir. Cam sanatı değerini kaybetmeyen,
devamlılık gösteren el sanatlarımızdan olduğu gibi günümüzde de sürekli gelişme gösteren
sanat dalıdır.
Günümüzde birçoğunun kaybolmuş olduğu, var olanlarının da müzelerde ya da özel
koleksiyonlarda sergilendiği cam eserlerin tarihsel gelişimleri göz önünde bulundurularak
bundan sonraki bilimsel çalışmalara kaynak teşkil etmek üzere belgelendirmek, cam sanatı
ile ilgili yazılı kaynaklar oluşturmak açısından önem taşır.
Bu araştırma ile 19.yüzyıl Beykoz camcılığının nadide eserlerin tanıtılmasının gelecek kültürlere
de referans olacağı düşünülmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Geleneksel Türk Sanatları |
Authors | |
Publication Date | June 22, 2018 |
Acceptance Date | March 14, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 3 Issue: 5 |