Resim sanatı tarihinde, Kandinsky’nin 1910 yılında kağıt üzerine suluboya, hint mürekkebi ve kalemle yapmış olduğu çalışma ilk soyut resim olarak anılmaktadır. Makalede, Kandinsky’nin bu resmi ele alınmış, eserin biçimsel ve renksel analizi yapılmıştır. Ancak resmi daha doğru anlayabilmemiz ve anlamlandırabilmemiz açısından, sanatçıyı böyle bir çalışmaya yönlendiren itkilerin neler olduğunu da bilmemiz kaçınılmaz bir durumdur. Bu nedenle makale de, Kandinsky’nin sanatsal deneyimleri, düşünceleri, duyguları ve sanatsal kavramlara nasıl yaklaştığı da araştırılmıştır. Sanatçının müzikle ilgilenen bir ailede dünyaya gelmesi ile başlayan müzik-resim ilişkisi macerası, onun resim sanatında ayrı bir yere ulaşmasında temel olmuştur. Yaşadığı dünyanın reel nesnelerini ifade de, görüneni değil de nesnenin ötesindeki özü betimleme arzusu, sanatçıyı nesnel olmayan, nesnenin özsel formunu aramaya itmiştir. Renkleri ise, nesnenin betimlediği reel gerçekliğinden uzaklaştırarak, ap ayrı bir ifadeye, ayrı bir algılamaya yönlendirerek, resmin taşıyıcı unsuru olarak yorumlamıştır.Sanat yaşamının özellikle 1910 ve sonrası eserleriyle kendinden sonraki sanatçılara dünyaya, nesnelere ve özellikle sanata bakışta yeni ufuklar açan Kandinsky, sanatta soyut anlatım düşüncesini gösterdiği, makalenin konusu olan resmiyle bir mihenk taşı olmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 27 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 9 |