Sanat toplumsal, sosyal, kültürel, ekonomik birçok etkene bağlı olarak değişim ve gelişim gösterir. Sanatın geçirdiği bu süreç boyunca farklı düşünsel altyapıları olan çeşitli sanatsal fikirler ve yaklaşımlar üretilir. 20. yüzyılın başlarında sergi mekanının gözlemleyicisi olan özne ve sanat nesnesi arasındaki mesafeyi daraltarak yok etmeyi önceleyen katılımcı sanat yaklaşımı da bu yaklaşımlara örnektir. Sanatın bünyesinde yaşanan bu değişimler o sanatın üretildiği toplumdaki insanları da sanatsal ürünün çağrışımları ve anlatımlarıyla dönüştürür. Sanata benzer biçimde gelişim gösteren bir varlık olarak insan, kendisini geliştirdikçe yaşadığı çevreyi de dönüştürür. Genel anlamıyla teknoloji olarak adlandırılabilen bu gelişim süreci insanın gündelik yaşantısına, yaşam pratiklerine, kültürüne, çevresine etki eder. İnsanın ürünü olup yine insanlar için üretilen sanatsal pratikler de bulunduğu zaman diliminde gerçekleşen teknolojik gelişmelerden payını alır. Teknolojinin gelişmesi sanatı farklı zaman dilimlerinde üretim açısından etkilese de özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra bilgisayarın icadının getirdiği yenilikler sanatta yeni bir yöntem, yaklaşım ve boyut kazandırarak dijital sanatı doğurmuştur. 1950’li yıllardan günümüze değin gelişen teknoloji sanatta üretime yardımcı bir eleman olmaktan çıkarak dijital sanat bağlamında, tabiri caizse, sanatın ve sanatsal üretim pratiklerinin merkezine yerleşir. Bilgisayar temelli olarak gelişen bu durum, sanatsal pratiklerin üretim ve tüketiminde yer alan sanatçı, eser, mekân ve özne paydaşlarına bilgisayarı da dahil ederek yeni bir sistemin, düzenin ve iktidarın oluşumunu tetikler. Bu yeni ve çok paydaşlı iktidar artık mutlak değil, olabildiğince muğlaktır.
Art shows change and development depending on many social, cultural and economic factors. During this process, various artistic ideas and approaches from different intellectual backgrounds are produced. The participatory art approach, which aims to narrow and destroy the gap appeared at the beginning of the 20th century between the observer of the exhibition space and the art object, is an example of these approaches. These changes experienced within art, transform also the people in the society where that art is produced with the connotations and expressions of the artistic product. As a being that develops in a similar way to art, man transforms the environment he lives in as he develops himself. This development process, which can be called as technology in general terms, affects people's daily life, life practices, culture and environment. Artistic practices, which are the products of human beings and produced for humans, also take their share from the technological developments that took place in the same era. Although the development of technology affects art in terms of production in different ways in various eras, especially after the second half of the 20th century, the innovations brought by the invention of the computer gave birth to digital art by giving a new method, approach and dimension in art. The technology that has developed since the 1950s has ceased to be an auxiliary element in art production and has become the center of art and artistic production practices in the context of digital art, so to speak. This computer-based situation triggers the formation of a new system, layout and power by including the computer to the stakeholders involved in the production and consumption of artistic practices such as artist, art-work, space and subject. This new and multi-stakeholder power is no longer strict, but as ambiguous as possible.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 1 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2023 |
Kabul Tarihi | 31 Ağustos 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 19 |