Bu çalışma,
Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını uluslararası hukuktaki davet ile
müdahale konsepti çervesinde ele almaktadır. Anarşik uluslararası ilişkiler
sisteminin en tartışmalı konularından kuvvet kullanımı, iç savaş nedeni ile zor
günler geçiren Suriye’de tartışmaya neden olmuştur. Beşar Esad yönetiminin BM
Antlaşması Md. 2/4’e getirilen bir istisna olan müşterek meşru müdafaa konsepti
dahilindeki daveti üzerine Rusya Eylül 2015’ten bu yana Suriye’de askeri
varlığını sürdürmekte ve Esad rejimine karadan ve havadan destek
sağlamaktadır. Her ne kadar Esad
yönetimi tarafından davet edilse de, bazıları Rusya’nın Suriye’deki varlığının
müşterek meşru müdaafa kapsamında değerlendirilemeyeceğini, dolaysıyla
Suriye’deki Rus askeri varlığının uluslararası hukuku ihlal ettiğini iddia
etmiştir. Bu iddianın doğruluğunu uluslararası hukuk açısından analiz eden
çalışma iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm uluslararası hukuktaki davet
ile müdahale konseptini açıklamakta olup hangi hallerde geçerli bir davet
olacağını ele almaktadır. İkinci bölüm ise, kısaca Suriye iç savaşına ve Rusya
müdahalesine değindikten sonra, müdahalenin uluslararası hukuka uygunluğunu
analiz edecektir. Jus ad bellum ve jus in bello’nun uluslararası hukukun
birbirini ilgilendiren ancak birbirinden bağımsız iki farklı yasal rejim olduğu
gerçeğinden hareket eden çalışma, Rusya’nın savaş suçu işlediği kabul edilse
dahi, bu müdahalenin kuvvet kullanma yasağını da ihlal ettiği anlamına
gelmeyeceğeni önermektedir.
This study deals
with the military presence of Russia in Syria under the concept of intervention
by invitation in international law. The use of force, one of the most
controversial issues in the anarchic international relations system, has caused
controversy in Syria having a difficult time because of the civil war. Based
upon the invitation by the al-Assad administration, Russia has maintained its
military presence in Syria since September 2015, and provided land and air
support to the regime. Although invited by the Assad administration, some have
argued that Russia’s presence in Syria cannot be regarded as a collective
self-defense intervention, and that the Russian intervention has, in fact,
violated international law. The study analyzing the validity of this claim
consists of two parts. While the first part explains the concept of
intervention by invitation and discusses where it will be a valid invitation, the
second part analyzes the compliance of the Russian intervention with
international law. Moving forward from the fact that jus ad bellum and jus in
bello are two different legal regimes of international law, the study
suggests that even if Russia is considered to be a war criminal, it does not necessarily
mean that the intervention violates the law on the use of force.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 5, 2017 |
Submission Date | March 13, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 1 |
Akdeniz University Journal of the Institute of Social Sciences (AKSOS)