Osmanlı
medeniyet tasavvurunda mânevî dinamizmi güçlü kılan unsurlar genelde mescid, türbe,
mektep, medrese ve tekke gibi yapılar olmuştur. Osmanlı yönetimi inşâ edilen bu
dînî, sosyal, kültürel kuruluşlar vasıtasıyla halkla daha yakın iletişim
kurabilmiş ve toplumları kendisine daha kısa sürede bağlayabilmiştir. Bu anlamda
Osmanlı toplum hayatında ihtiyaç duyulan kurumlardan olan tekkeler, devlet ve
halkın desteği ile şehirlerden köylere kadar hemen her bölgede hızla yayılmıştır.
Bunlardan biri de Nakşbendîliğin Müceddidiyye şubesinin önemli merkezlerinden
olan Şeyh Murâd-ı Buhârî Tekkesi’dir. Tarihten devralınan kültürel mirası doğru
biçimde tespit etmek, değerlendirmek ve bunu gelecek nesillere aktarmak millî
varlığın devamının temini açısından oldukça büyük önem arz etmektedir. Bu amaca
yönelik olarak hazırladığımız Şeyh Murâd-ı Buhârî Tekkesi ile ilgili çalışmamız
bir giriş üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde tekkenin kuruluşu, yeri,
bânisi ve âyin günü hakkında tanıtıcı bilgilere yer verilmiştir. İlk bölümde
söz konusu tekkenin şeyhleri özellikle, Nakşbendîliğin Müceddidiye kolunu
İstanbul’a taşıyan Şeyh Muhammed Murâd-ı Buhârî ile son devrin tanınmış
mutasavvıflarından olan Abdülkādir Belhî daha detaylı olarak ele alınmıştır.
İkinci bölümde, tekkenin hazîresinde medfûn bulunanların isimleri
sıralanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise Murâd-ı Buhârî Tekkesi’nde icrâ
edilen faaliyetlere ve fizikî konuma yer verilmiştir.
In the civilization concept during the Ottoman era,
the elements that empowered our spiritual dynamism were mainly masjids,
schools, madrasahs and Islamic lodges. The Ottoman Administration was able to
establish a successful and close communication with its people by using these
religious, social and cultural institutions, and connected the societies to
itself in a very short time. In this context, the Islamic lodges that were
needed in the Ottoman social life became widespread in cities and in rural
areas with the support of the state and people. One of these lodges is the
Sheikh Murâd-ı Buhari
Lodge, which is among the important centers of the Müceddidiyye Branch of the
Naqshbandi tariqa, which is an Islamic religious cult. Determining the cultural
heritage that were received from the history in the most accurate way and
transferring it to the next generation is extremely important in ensuring that
our national existence continues further. Our study, which is prepared by us
for this purpose, consists of an Introduction and three developmental parts. In
the Introduction part, the establishment of the lodge, its place, its founder
and the day of the religious rituals are given. In the first part, the sheiks
of the abovementioned lodge, especially Sheikh Murâd-ı
Buhari who carried the Müceddidiyye
Branch of the Naqshbandi tariqa to İstanbul, and Abdülkadir Belhi who was one of the well-known sufis of the
last decades are introduced in detail. In the second section, the names of the
deceased people buried in the burial area of the lodge are given. In the last part
of the study, the religious activities of the Şeyh Murâd-ı Buhari Lodge and the physical location of it are given.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 4 |
nnn