Türk siyasi hayatında ilk cepheleşme Osmanlı Devleti’nin son yıllarında İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası arasında başlamıştır. Bu cepheleşme, ülke bütünlüğü açısından bakıldığında, olumsuz sonuçlara neden olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra da siyasi alanda cepheleşmeler devam etmiştir. Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) ile Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) arasındaki ilk cepheleşme kısa sürmüş, Şeyh Sait ayaklanmasının bastırılmasından sonra TCF kapatılmıştır. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın (SCF) kurulması ile bir başka cepheleşme devam etmiştir. 1930 yerel seçim öncesindeki olaylar henüz demokratik bir ortamın yerleşmediğini göstermiş, diğer nedenlerin de etkisiyle SCF kendisini feshetmiştir. II Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Türkiye’nin siyasi vaziyeti, iç ve dış etkenler göz önüne alındığında, yeniden çok partili sisteme geçmesini gerektirmiştir. Demokrat Parti (DP) öncelikle yönetim kadrosu, halka yakınlığı ve uygulanabilir programı ile diğer muhalefet partileri geride bırakarak öne çıkmıştır. 1950 genel seçimleri ile iktidara gelen DP, Türk siyasetine yeni bir anlayış getirmiştir. DP’nin her alandaki farklı uygulamaları, ana muhalefet CHP’nin görüş ve anlayışı ile uyuşmadığından dolayı, bu iki parti arasında cepheleşme kaçınılmaz duruma gelmiştir. DP ile CHP arasındaki cepheleşme siyasi hayattan başka, öncelikle basına ve kırsal kesime de sıçramıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de siyasi partiler arası cepheleşmelerin ülkemizde yarattığı olumsuz yönleri ortaya çıkarmaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 3 Mayıs 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 4 Mayıs 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 2 Sayı: 3 |
Anadolu Mecmuası Creative Commons Atıf-Gayri Ticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.