PKK, Lozan Anlaşması’yla belirlenen sınırları değiştirmek, Anayasa’da tanımlanan Türk vatandaşlığını manipüle ederek, Kürt kimliği üzerinden propaganda yapmaya çalışan etnik-ayrılıkçı bir terör örgütüdür. PKK “ulusların kendi kaderini tayin hakkı”na dayanarak iddia ettiği sözde sömürgeci düzene karşı yaptığı terör eylemlerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Kırk yılı aşkın süredir varlığını devam ettiren örgüt; yalnızca askeri hedeflere değil sıklıkla sivil hedeflere yönelmesinin de etkisiyle tüm bölge ve ülke halkı için çok büyük bedellere sebep olmaya devam etmektedir.
Bu çalışmada öncelikle kısaca PKK’nın kuruluşuna, amaçlarına ve söylemlerindeki çelişkilere yer verilmiştir. Ardından terör örgütleri/teröristlerle mücadele ve terörizmle mücadele olmak üzere iki ana koldan oluşturulması gereken stratejide, Türkiye’nin PKK karşısında ağırlıklı olarak askeri yöntemleri kullandığı dile getirilmiştir. Özellikle AK Parti hükümetinin 2002’de iktidara gelişinden sonraysa, mücadelenin seyrinde önemli değişikler meydana geldiği, bu süreçte Türkiye’nin izlediği stratejinin yalnızca askeri olmaktan çıkarılarak; ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel birçok faktörün de dâhil edildiği daha geniş kapsamlı bir stratejiye dönüştürülme yoluna girdiği yürütülen politikalarla açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca mücadele stratejisinin iki kolunun da dikkate alınarak geliştirilmesi gerektiği, zaman zaman gözden geçirilerek gerekli revizyon sürekliliğinin sağlanması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | February 29, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 2 Issue: 1 |
ANADOLU STRATEJİ DERGİSİ / JOURNAL OF ANATOLIAN STRATEGY e-ISSN: 2687-5721