Affetme yetkisinin cezalandırma hak ve yetkisine paralel olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Zira tarihten günümüze suç işleyen her kişi cezalandırılmamış; kimisine merhamet gösterilmiş ve bunlar affedilmiştir. Anayasa’da, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) hem genel af hem de özel af çıkarma yetkisi, cumhurbaşkanına ise sadece bireysel özel af çıkarma yetkisi tanınmıştır. TBMM, kanun çıkarılması suretiyle af yetkisini kullanabilmektedir. Bu nedenle af ilan edilmesi ya da affa karar verilmesi tabirlerinden çok af kanununun yürürlüğe sokulması tabiri daha doğrudur. Yürürlüğe sokulan diğer kanunlar gibi af kanunlarının da hem esas hem şekil bakımından Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülebilir ve Anayasa Mahkemesinin denetiminden geçmesi talep edilebilir. Af kanunlarının sebep ve amaç unsurlarının belirlenmesinde kanun koyucunun geniş takdir yetkisi bulunmaktadır. Bununla birlikte af kanunlarının konusu yönünden Anayasa’da sınırlama mevcuttur. Nitekim Anayasa’nın 169/3. maddesinde münhasıran orman suçları yönünden af çıkarılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Münhasıran orman suçları dışında diğer tüm suçlar yönünden af kanunu çıkarılmasının mümkün olduğu sonucuna varmak mümkündür. Devletin egemenlik yetkilerinden en önemlilerinden birini teşkil eden affa uluslararası hukuk bağlamında konusu itibarıyla sınırlama getirilip getirilemeyeceği tartışmalıdır.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Ceza Hukuku, Anayasa Hukuku |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2023 |
| Kabul Tarihi | 23 Ekim 2024 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 41 Sayı: 2 |