Abstract
Düşünsel gelişimiyle eylemsel yönü neredeyse paralel olan milliyetçiliğin, anlamı ve
tanımı üzerine çok sayıda düşünür, sosyal bilimci ve siyasetçi kafa yormuş ve fikri
telakkileriyle kavrama katkı sağlamıştır. Milliyetçilik ile ilgili hemen her katkı, söz
konusu düşüncenin gelişimini olumlu yönde etkilediği gibi, zaman içerisinde bir
müphemliğin de oluşmasını önleyememiştir. Milliyetçiliğin müphemliği, hem kendi
tarihsel serencamının bir parçası hem de kendi dışında dünyada gelişen diğer teori
ve pratiklerin bir sonucudur. Milliyetçiliğin tarihsel gelişim sürecinde, millet, etnisite,
ırk ve din gibi akraba ya da hısım kavramlar da ona yol arkadaşlığı etmişlerdir. Bu
süreçte modernist, ilkçi, etnik-simgeci ve daimici kuramları üreten düşünürler
milliyetçiliğe katkı sunmuşlardır. Sonuçta tarihsel süreçteki yol arkadaşları ve
kuramlarının etkisiyle milliyetçilik, bir yandan düşünsel açıdan zenginleşirken, diğer
yandan daha da müphem bir vaziyete bürünmüştür.