After the Turkish Revolution and the establishment of the secular Republic, Kemalist revolutionaries secularized the political language in Turkey. However, after the onset of the Cold War, the nationalist-conservative right and Islamists, who distinguished themselves from the nationalist right from the late 1960s onwards, de-secularized political discourse. The anti-communist political atmosphere of Cold War Turkey played a significant role in the de-secularization of the political language of the Turkish right, which saw religion as playing an important role in the fight against communism. However, this was not the only reason; opposition to Kemalist Revolution was also particularly influential in shaping the political language of the extreme right. As the nationalist-conservative understanding of the nation and nationalism acquired an Islamic content, especially from the late 1960s onwards, mainstream Islamism began to move away from nationalism. However the convergence of the political discourses of the nationalist far right and Turkey-based Islamists in the second half of the 1970s did not soften this struggle. The de-rationalization of political discourse, which developed in parallel with the de-secularization of the political discourse, was related both the intensive inclusion of religious and cultural issues in politics within the framework of the concept of sacredness and the intertwining of political issues with conspiratorial narratives.
Bu çalışma herhangi bir proje kapsamında yapılmamıştır.
Türk Devrimi ile laik Cumhuriyetin kurulması sonrasında Kemalist devrimciler, Türkiye’de siyasi dili sekülerleştirmişti. Ancak Soğuk Savaş’ın başlamasından sonra, milliyetçi-muhafazakâr sağ ve 1960’ların sonundan itibaren kendini milliyetçi sağdan ayrıştıran İslamcılar, siyasi dili de-sekülarize ettiler. Soğuk Savaş Türkiye’sinin anti-komünist siyasi atmosferi, dinin komünizme karşı mücadelede önemli rolü olduğunu düşünen Türk sağının siyasi dilinin de-sekülarizasyonunda dikkate değer bir pay sahibi oldu. Ancak tek sebep bu değildi; Kemalist Devrim’e yönelik muhalefet de özellikle uç sağın siyasi dilinin şekillenmesinde etkili olmuştu. Milliyetçi-muhafazakâr sağın millet ve milliyetçilik anlayışı özellikle 1960’ların sonundan itibaren İslami bir içerik kazanırken, ana akım İslamcılık da milliyetçilikten uzaklaşmaya başladı. Bununla birlikte 1970’lerin ikinci yarısında milliyetçi uç sağ ile Türkiye merkezli İslamcıların siyasi söylemlerinin oldukça yakınlaşması da bu mücadeleyi yumuşatmadı. Siyasi dilin de-sekülarizasyonuyla koşut olarak gelişen siyasi dilin de-rasyonalizasyonu da hem dini ve kültürel konuların mukaddesat kavramı çerçevesinde siyasete yoğun biçimde dâhil edilmesiyle hem de siyasi olayların komplocu anlatılarla iç içe geçirilmesiyle ilgiliydi.
Bu çalışma için herhangi bir Etik Kurul onayına gerek yoktur. Yazı derginin öngördüğü etik kurallarına uygundur.
Bu çalışma herhangi bir kurum tarafından desteklenmemiştir.
Bu çalışma herhangi bir proje kapsamında yapılmamıştır.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | History of The Republic of Turkiye |
| Journal Section | Articles |
| Authors | |
| Project Number | Bu çalışma herhangi bir proje kapsamında yapılmamıştır. |
| Early Pub Date | November 23, 2025 |
| Publication Date | November 23, 2025 |
| Submission Date | July 22, 2025 |
| Acceptance Date | November 18, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: 77 |