In this study, it is aimed to explain the provisions stipulated within the framework of the basic principles of Islamic law regarding the sales with deposit. Therefore, the description of the deposit, its provisions and the applications in the contract contracts subject to the contract and the delivery consolation, that is, the consignment is not required, are discussed. The similarities and differences between Hâmiş al-Jiddiyye and deposit used by Islamic financial institutions in murabaha transactions are tried to be revealed. Down payment types have been investigated, including the payment side of the deposit. The approaches of Islamic jurists to the types of deposit in terms of payment and the effect of these types on the verdict are discussed. The verses, hadiths and other evidences that are favorable and unfavorable regarding the down payment transactions are also listed. It is proved with the proofs whether the deposit is permissible or not in paid contracts where delivery and consolation of one or both of the prices such as purchase and sale, exception, rent made on an asset whose certain qualifications are determined in embezzlement, are not required. In addition, the provisions to be given regarding the customer, the employer in the contract of the tenant and the exception, whether the provisions to be given regarding the seller are also valid for the lessor and the contractor in the contract of exception. With consumables, which expresses the fact that both costs are deyn, the qualifications have been made clear, and in the selem contracts, which express the sale of a product to be delivered at the end of a specified term, it has been examined whether the deposit is permissible. Again, in the down payment, it was discussed whether a period of time can be determined according to custom in order to avoid all kinds of adverse risks either through mutual agreements of the parties or in cases where there is custom, and in cases where the prohibited risk is formed or not. Before the delivery of the sold goods or service, the responsibility of the contract belongs to whom, therefore, in the event that the goods are destroyed or defective before the delivery or if the delivery becomes impossible, the issues of what the contract in question will be and whether the deposit received will be refunded. Apart from this, the following questions were tried to be answered: If the goods or services sold have become certain, does the seller have any right of disposition on the said good? If the seller makes any savings on this particular product he sells, the questions such as what is the ruling of his transaction were answered. In the conclusion part, in the context of compliance with the basic principles and principles of Islamic law, the relevant rules are taken into consideration and analyzes and evaluations are made and in the light of the obtained information, a final result has been attempted.
Bu çalışmada kaporalı satışlarla ilgili İslam hukuku temel ilkelerinin hükümlere etkisinin açıklanması hedeflenmiştir. Dolayısıyla kaporanın tarifi, hükümleri ve akde konu olup kabzın şart koşulmadığı ıvazlı sözleşmelerdeki uygulamaları ele alınmıştır. Kaporayla benzerlikler ve farklılıklar arz eden yakından alakalı kavramlar incelenmeye çalışılmıştır. İslam hukukçularının ödeme yönüyle kaporanın çeşitlerine ilişkin yaklaşımları ve bu çeşitlerin hükme tesiri ele alınmıştır. Alım satım, istisnâ‘, muayyen yahut nitelikleri zimmette belirlenmiş bir varlık üzerine yapılan kira gibi bedellerden bir veya her ikisinin teslim ve tesellümünün şart olmadığı bedelli akitlerde kaporanın caiz olup olmadığı delilleriyle ortaya konmuştur. Ayrıca müşteri ile ilgili verilecek hükümler, kiracı ve istisnâ‘ akdinde işveren, satıcıyla ilgili verilecek olan hükümlerin kiralayan ve istisnâ‘ akdinde yüklenici için de geçerli olup olmadığı ele alınmıştır. Sarf ve selem akitlerinde kaporanın caiz olup olmadığı incelenmiştir. Yine kaporalı satışta, muhayyerlik için, ya tarafların karşılıklı anlaşmaları yoluyla ya da konuyla ilgili örfün bulunduğu durumlarda örfe göre bir sürenin belirlenip belirlenemeyeceği, belirlenmediği durumlarda gararın oluşup oluşmadığı konusu irdelenmiştir. Satılan malın veya hizmetin teslim edilmeden önce sorumluluğunun kime ait olduğu dolayısıyla teslim edilmeden evvel malın telef olması yahut kusurlu hâle gelmesi durumunda ya da tesliminin imkânsızlaşması durumunda akdin ne olacağı ve kaporanın iade edilip edilmeyeceği konuları incelenmiştir. Satılan mal veya hizmet muayyen hale gelmiş ise satıcı söz konusu mal üzerinde herhangi bir tasarruf hakkına sahip midir? Şayet malı satan kimse sattığı bu muayyen mal üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunursa yaptığı işlemin hükmü nedir gibi sorular cevaplanmıştır. Sonuç kısmında da tahliller ve değerlendirmelerle sonuca bağlanmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 23, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 4 Issue: 1 |