Objectives: To investigate the factors affecting the results of surgical treatment of tibial plateau fractures.
Methods: Twenty-eight patients (23 males, 5 females; mean age 41.53 years; range 15-68 years) who underwent surgery for tibial plateau fractures (28 knees) were retrospectively evaluated. Fractures and clinical results were evaluated according to the Hohl classification and criteria, respectively.
Results: Mean follow-up was 22.14 months (range 5-80 months). According to Hohl criteria, there were nine excellent (32.2%), 13 good (46.2%), two fair (7.1%) and four poor (14.3%) results. Of six patients with fair and poor results, two, one, and three patients had type 3, type 4, and type 7 fractures, respectively. Of 18 patients with 4-6 weeks immobilization, and of 10 patients with 7-10 weeks immobilization two (11.1%) and four (40%) patients had poor results, respectively. Concerning the size of depression detected in control radiograms, patients who exhibited a depression between 0 and 3 mm had excellent (7/13) and good (6/13) results, while in six patients with 4 to 10 mm depression (n=15) the results were not satisfactory. Of 26 patients with a condylar widening of 0-9 mm, four patients had fair and poor results; two patients with a condylar widening above 9 mm exhibited poor results. Four patients (40%) with concomitant fibula fractures (n=10) had unsatisfactory results. Of these, three patients exhibited an angulation of more than five degrees.
Conclusion:Fracture type, achievement of an anatomic reduction, duration of postoperative immobilization, and concomitant fibula fractures were found to affect surgical outcome in patients with tibial plateau fractures
Amaç: Tibia plato kırıklarının cerrahi tedavisinde sonuçları etkileyen faktörleri incelemek.
Çalışma planı: Tibia plato kırığı nedeniyle cerrahi tedavi gören 28 hastanın (23 erkek, 5 kadın; ort. yaş 41.53; yaş dağılımı 15-68) 28 dizi retrospektif olarak değerlendirildi. Kırıklar ve klinik sonuçlar Hohl sınıflandırma sistemine ve kriterlerine göre değerlendirildi.
Sonuçlar: Ortalama izleme süresi 22.14 ay (dağılım 5-80 ay) idi. Hohl kriterlerine göre dokuz hastada çok iyi (%32.2), 13 hastada iyi (%46.2), iki hastada orta (%7.1) ve dört hastada kötü (% 14.3) sonuç alındı. Orta ve kötü sonuç alınan altı hastanın ikisinde tip 3, birinde tip 4, üçünde ise tip 7 kırık vardı. Postoperatif dönemde 4-6 hafta alçı tespiti uygulanan 18 hastanın ikisinde (%11.1); 7-10 hafta uygulanan 10 hastanın dördünde (%40) orta ve kötü sonuç görüldü. Kontrol grafilerinde 0-3 mm çökme saptanan 13 hastanın yedisinde çok iyi, altısında iyi sonuç alındı. Tibia platosunda 4-10 mm çökme olan 15 hastanın altısında tatmin edici olmayan sonuçlar görüldü. Kontrol grafilerinde 0-9 mm kondiler genişleme olan 26 hastanın dördünde orta ve kötü sonuç elde edilirken, 9 mm üzerinde kondiler genişleme olan iki hastada kötü sonuç saptandı. Beraberinde fibula kırığı görülen 10 hastanın dördünde (%40) tatminkar olmayan sonuçlar elde edildi. Bu hastaların üçünde beş derecenin üzerinde angülasyon vardı.
Çıkarımlar: Tibia plato kırığı olan hastalarda kırık tipi, anatomik redüksiyonun sağlanması, postoperatif tespit süresi ve beraberinde fibula kırığının bulunmasının klinik sonuçları etkileyen faktörler olduğu görüldü.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | September 11, 2006 |
Published in Issue | Year 2000 Volume: 34 Issue: 1 |