Objectives: We evaluated mid-term results of patients who underwent arthroscopic treatment for osteochondral lesions of the talus.
Methods: The study included 28 patients (17 males, 11 females; mean age 30.3 years; range 22-55 years) who had osteochondral lesions of the talus and were treated by arthroscopic surgery. Mean duration between the occurrence of symptoms and surgery was 8.3 months (range 3 to 17 months). Twenty-two patients (79%) had a history of trauma. Lesions were located laterally in 11 (40%) and medially in 17 (60%) patients. According to the radiologic classification (Berndt and Harty), 12 patients had stage II, six had stage III and 10 had stage IV lesions. Arthroscopic treatment consisted of antegrade drilling in stage II, removal of the loose body combined with debridement and drilling in stage III, and removal of the loose body combined with debridement and curettage in stage IV lesions. The mean follow-up was 51.1 months (range 11 to 108 months).
Results: The mean preoperative and postoperative AOFAS scores were 71.6 and 86.5, respectively. According to the Martin scoring, the results were excellent in 14 patients, good in 10, and fair in four patients. Radiologic evaluation showed subchondral remodelation in stage II lesions; subchondral changes were observed in stage III and IV lesions, but these did not suggest arthritic changes.
Conclusion: We concluded that arthroscopic treatment of osteochondral lesions of the talus is a successful and effective method due to less morbidity, a shorter rehabilitation period, and opportunity to return more rapidly to daily activities.
Amaç: Talus osteokondral lezyonu olan hastaların tedavisinde artroskopik cerrahi ve orta dönem sonuçlar değerlendirildi.
Çalışma planı: Talus osteokondral lezyonu tanısıyla artroskopik cerrahi tedavi uygulanan 28 hasta (17 erkek, 11 kadın; yaş ort. 30.3; dağılım 22-55) çalışmaya alındı. Şikayetlerin başlangıcı ile ameliyat arasında geçen süre ortalama 8.3 ay (dağılım 3-17 ay) idi. Yirmi iki hastada (%79) travma anamnezi görüldü. Lezyon 11 hastada (%40) lateralde, 17 hastada (%60) ise medialde idi. Lezyonlar, Berndt ve Harty radyolojik sınıflamasına göre 12 hastada evre II, altı hastada evre III ve 10 hastada evre IV olarak değerlendirildi. Evre II lezyonu olan hastalara anterograd drilleme, evre III lezyonu olanlara fragman ekstirpasyonu, debridman ve drilleme ve evre IV lezyonu olanlara fragman ekstirpasyonu ile lezyon yatağının debridman ve küretajı işlemi yapıldı. Ortalama takip süresi 51.1 ay (11-108 ay) idi.
Sonuçlar: Ameliyat öncesi AOFAS skorlarının ortalaması 71.6 iken ameliyat sonrasında 86.5’e yükseldi. Martin değerlendirme şemasına göre de 14 hastada mükemmel, 10 hastada iyi ve dört hastada orta sonuç elde edildi. Radyolojik olarak, evre II lezyonu olan hastalarda subkondral remodelasyon izlendi; evre III ve IV lezyonlu hastalarda ise subkondral değişiklikler bulunduğu, ancak artroz olmadığı gözlendi.
Çıkarımlar: Açık yöntemlere göre daha az morbiditesi, daha hızlı rehabilitasyon süreci ve daha erken günlük yaşama dönme olanağı vermesi nedeniyle talus osteokondral lezyonlarında artroskopik tedavinin daha başarılı ve etkin bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | September 11, 2006 |
Published in Issue | Year 2001 Volume: 35 Issue: 1 |