Amaç: Çocuklarda görülen yer değiştirmiş distal radius kırıklarının tedavisinde kliniğimizde kullanılan yöntem olan alçı ile sabitleme ve seçici olarak Kirschner (K) teli uygulama yöntemi değerlendirildi.
Çalışma planı: İki yıllık süre içinde klinik deformite ile getirilen ardışık 112 yer değiştirmiş distal radius kırığı (108 çocuk; 77 erkek, 31 kız; ort. yaş 10.5±2.6; dağılım 5-16) geriye dönük olarak değerlendirildi. Kırıkların 97’si kısmi (%86.6), 15’i (%13.4) tamamen yer değiştirmişti. Tüm kırıklar genel anestezi altında manipülasyon ve alçı tespiti ile tedavi edildi. Ayrıca, tamamen yer değiştirmiş yedi kırıkta (%46.7) manipülasyondan sonra seçici K-teli tespiti uygulandı. Ortalama takip süresi 1.1 yıl (dağılım 10 hafta-2 yıl) idi.
Sonuçlar: Manipülasyon öncesinde kırıkların ortalama açılanması 21.5±10.1° idi, manipülasyondan sonra açılanma ortalama 2.4±4.8 dereceye düştü. Klinik ve radyografik incelemelerde yer değiştirmenin tekrarladığı görülen 11 kırıkta (%9.8) tekrar manipülasyon gerekti. Bunların sekizinde (%8.3) başlangıçta kısmi yer değiştirme, üçünde (%20) tam yer değiştirme vardı. Yeniden manipülasyon gerektiren tam yer değiştirmeli kırıkların tümüne ek olarak K-teli ile tespit uygulanmıştı. Yeniden tedavi gerektiren kırıklarda ikinci manipülasyon öncesi ortalama açılanma derecesi 17.1±5.8°, son radyografik incelemelerde 4.7±6.0° bulundu. Salter-Harris tip II yaralanması olan tüm hastalarda (n=22) mükemmel kırık redüksiyonu sağlandı ve hiçbirinde tekrar manipülasyon gerekmedi. Bununla birlikte, ilk redüksiyonun kalitesi ile yer değiştirmenin tekrarlaması arasında ilişki bulunmadı. İzole distal radius kırığı olan (n=58) ve radius ve ulna kırığının birlikte görüldüğü (n=32) olgular arasında tekrar manipülasyon oranı ve son açılanma derecesi açısından anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Son radyografilerde, başlangıçta tam yer değiştirmiş kırıklarda, kısmi yer değiştirmiş olanlara göre açılanma anlamlı derecede daha fazlaydı (8.2±7.1° ve 4.2±5.7°; p=0.024) idi; ancak, bu fark klinik olarak önemli bulunmadı. Hiçbir hastada radial kısalma veya K-teline bağlı herhangi bir komplikasyon görülmedi.
Çıkarımlar: Sonuçlarımız, yer değiştirmenin tekrarlaması ve yeniden manipülasyon gereksiniminde açılanma derecesi ve ilk redüksiyonun kalitesi dışında başka faktörlerin de etkili olduğunu düşündürmektedir. Yer değiştirmiş kırıklarda seçici K-teli tespitinin yer değiştirmenin tekrarı ve yeniden manipülasyon oranlarını azaltmadığı görülmektedir.
Objectives: This study was designed to evaluate our departmental policy of plaster immobilization and selective Kirschner (K) wiring for the management of displaced distal radius fractures in children.
Methods: On a retrospective basis, we evaluated a consecutive series of 112 childhood displaced distal radius fractures (108 patients; 77 boys, 31 girls; mean age 10.5±2.6 years; range 5 to 16 years) presenting with clinical deformity during a two-year period. There were 97 incompletely displaced (86.6%), and 15 completely displaced (13.4%) fractures. All the fractures were managed with manipulation under general anesthesia and plaster immobilization. Additionally, Kwire fixation was performed following manipulation in seven (46.7%) of the completely displaced fractures. The mean follow-up period was 1.1 years (range 10 weeks to 2 years).
Results: The mean angulation of fractures prior to manipulation was 21.5±10.1°, it decreased to 2.4±4.8° following manipulation. Remanipulation was required in 11 fractures (9.8%) based on clinical and radiographic findings of redisplacement. Of these, eight fractures (8.3%) were incompletely displaced, and three fractures (20%) were completely displaced. All completely displaced
fractures that required remanipulation had been additionally treated with K-wire fixation. Fractures requiring further treatment had a mean angulation of 17.1±5.8° prior to remanipulation, and
a mean residual angulation of 4.7±6.0° at final radiographic assessment. A perfect fracture reduction was achieved in all the patients with a Salter-Harris II injury (n=22), and none of these patients required remanipulation. However, the quality of initial reduction was not associated with the development of redisplacement. There was no significant difference between isolated distal radius fractures (n=58) and combined radius and ulna fractures (n=32) with respect to remanipulation rate and final angulation (p>0.05). Final radiographs showed a significantly greaterangulation in fractures which were initially completely displaced in comparison with those that were incompletely displaced (8.2±7.1° vs. 4.2±5.7°; p=0.024), but this was not of clinical significance. None of the patients had radial shortening and no K-wire related complications were encountered.
Conclusion: Our data suggest that there should be other factors involved in the development of redisplacement and the need for remanipulation other than the degree of fracture displacement and the quality of initial reduction. Selective K-wire fixation in displaced fractures does not seem to decrease redisplacement and remanipulation rates.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Original Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Volume: 44 Issue: 2 |