İslâmî ilimler tarihinde ilk istişhâd uygulamalarına Kur’ân-ı Kerim'in garîp kelimelerini tefsir etmek amacıyla başlandığı bilinmektedir. Böylece bu kavramın gelişimi için henüz erken sayılan bir dönemde Kur’ân’la istişhâd ameliyesi başlamış olmaktadır. Bu süreçten sonra dilbilimciler tarafından Kur’ân’ı Kerîm’in yanı sıra hadis ve Arap şiiriyle de istişhâdda bulunulmuştur. Özellikle gramer kurallarının temellendirilmesi için kullanılan Kur’ân kıraatleri bu anlamda çok etkili olmuştur. Buna bağlı olarak dil kurallarının tespitinde Kur’ân ve onun kıraatleriyle şâhid getirilip bu konuda onların her bakımdan birincil kaynak olarak görülmesinde hiçbir âlimin itirazı olmamıştır. Çalışmadaki amacımız, kıraatlerin nahiv konularını temellendirmesindeki rolünü ortaya koymak olduğundan dilciler arasından söz konusu ihtimamı azami derecede gösteren Bahâüddîn İbn ‘Akîl (ö. 769/1367) çalışmanın konusu olarak tercih edilmiştir. Nitekim o, Şerhu İbn ‘Akîl adlı eserinde sahih kabul edilen on kıraatin yanı sıra bunların dışında kalan ve şâz diye isimlendirilen bazı kıraatlerle de istişhâdda bulunmuştur. Çalışmamıza konu olan bu eserin pek çok yerinde nahiv kurallarının söz konusu kıraat farklılıklarıyla temellendirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu kıraatlerin mahiyet itibariyle ağırlıklı olarak ‘aşere imamlarından seçilmiş olması ise İbn ‘Akîl’in sahih-şâz tasavvurunu ortaya koymaktadır. Buna göre İbn ‘Akîl’in sayısal anlamda on kıraatin dışındakileri şâz kabul ettiği söylenmelidir. Ancak söz konusu eserde İbn ‘Akîl tarafından ihticâc edilen kıraatlerden bazısının ‘aşerenin dışında kalanlardan seçilmiş olması onun dil kurallarına verdiği önemin bir nişanesi olarak kıraatler arasında ayırım yapmadığını göstermektedir.
It is known that the first Istishhād was started to be made in order to interpret the strange words of the Qurʼān. Thus, in a period that is considered early for the development of this concept, the Istishhād operation with the Qurʼān begins. After this process, Istishhād was made by linguists with Ḥadīth and Arabic poetry as well as the Qurʼān. The Qurʼānic recitations, which are used to justify grammatical rules, have been very effective in this sense. Accordingly, no scholar has objected to the fact that the Qurʼān and its recitations are brought as witnesses in the determination of language rules and that they are seen as the primary source in all respects. Since our aim in the study is to reveal the role of recitations in grounding syntax, Bahāʼuddīn Ibn ʻAqīl (d. 769/1367) was preferred among linguists, who showed the utmost care. As a matter of fact, in her work called Sharḥu Ibn ʻAqīl, she made Istishhād with the ten recitations accepted as authentic, as well as some other recitations called shādh. In many parts of this work, which is the subject of our study, it is seen that grammatical issues are tried to be determined based on the differences in recitation. The fact that these recitations are mainly selected from ten imams reveals Ibn 'Akil's vision of ṣaḥīḥ-shādh. According to this, it should be said that Ibn ʻAqīl considered shādh except for the ten recitations in the rest numerical terms. However, the fact that some of the Istishhād were chosen from shad recitations shows that besides the importance that Ibn ʻAqīl gives to the rules of language, she does not even separate the recitations for this subject.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 13, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 6 Issue: 3 |
Akademik Platform İslami Araştırmalar Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.