Architectural theory undergoes fundamental changes. It is no longer able to describe the complex process of the formation of modern architecture without referring to sociology or philosophy. The phenomenological concepts turn out to be most effective when trying to explain the "unreflective" and "non-symbolic" in architecture. And the main reason for the emergence of phenomenological concepts in architecture was modern "nostalgia" for authenticity. This article scrutinizes Martin Heidegger's views on architecture as a representative figure of phenomenological approach and great critic of technological invasion on art and architecture. As well as Jorn Utzon and Turgut Cansever, two different architects, from two different countries, with different world views but very similar ideas on how architecture should look like and what is ontological purpose of it.
phenomenology architecture architecture of authentic existence Martin Heidegger Jorn Utzon Turgut Cansever
Mimari teori temel değişikliklerden geçer. Modern mimarlığın oluşum sürecinin sosyoloji ya da felsefeye atıfta bulunmaksızın tanımlanması mümkün değildir. Fenomenolojik kavramlar mimaride "yansımasız" ve "sembolik olmayan" açıklamaya çalışırken en etkili olduğu ortaya çıkmaktadır ve mimaride fenomenolojik kavramların ortaya çıkmasının temel nedeni, özgünlük için modern "nostalji" dir. Bu makale, Martin Heidegger'in mimarlık hakkındaki görüşlerini fenomenolojik bir yaklaşımın temsili bir figürü ve sanat ve mimarlığa dair teknolojik istila eleştirmeni olarak incelemektedir. Ayrıca, Jorn Utzon ve Turgut Cansever'in, iki farklı ülkeden, farklı dünya görüşlerine sahip, ancak mimarlığın nasıl görünmesi gerektiği ve bunun ontolojik amacı hakkında çok benzer fikirleri olan iki farklı mimarın eleştirisi de yapılmaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 25, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 2 Issue: 1 |