Abstract
İnsan, A llah T eâlâ’nın k endi a dına h ükümlerini i cra e tmek v e y ürütmek
için seçtiği ve temsilcilik görevi yüklediği seçkin bir varlıktır. O, yeryüzünde
iradesini temsil etmek üzere insanı yaratmış ve ona ilâhî hükümranlığı
gerçekleştirme sorumluluğunu tevdi etmiştir. Bu yüzden ona değer vermek,
canına, malına ve namusuna karşı hürmetkâr olmak, Allah’a saygının bir
gereğidir. Zira Allah Teâlâ’nın, ahsen-i takvîm üzere yarattığı ve emanetini
yüklediği bu varlığın hakkına tecavüz, onu yaratanın hakkını ihlal anlamına
gelir.
Kur’an, gerek savaş ve gerek barış zamanında olsun insanların yaptıkları
davranışlara karşılık verilirken aşırılığa sapılmamasını istemiş, bu konuda
mü’minlere haddi aşmamaları hususunda uyarılarda bulunmuştur. Yapıp
ettikleri karşısında cezaî müeyyideyi hak edenlere dahi, misliyle karşılık verilmesini, zulme uğrayan kimselerin, intikamlarını alırken ölçülü
davranmalarını öngörmüştür.
Makalemizde, yukarıda sözü edilen konular çerçevesinde tahlil yapmanın yanı
sıra son günlerde gerek ulusal ölçekte gerek uluslararası düzeyde sıkça sözü
edilen “Orantılı güç, orantısız güç, aşırı güç kullanma” kavramlarını ele
alacağız ve bu sahada Kur’an’ın bakışını ortaya koymaya çalışacağız.