Abstract
Arapça’da dua ve namaz sözcük anlamlarına karşılık olarak gelmekte olan
salât, –ki dini mûsikî formlarında salâ olarak telaffuz edilmektedir- Türk din
mûsikîsi formundaki özel anlamı bakımından, Hz. Peygamber başta olmak
üzere İslâmiyet’te önem arz eden diğer din büyüklerine Allah’tan rahmet ve
selâm temenni eden, onu metheden, onun şefaatini dileyen, aile fertlerine ve
yakınlarına dua ifadelerini içeren, çeşitli şekillerde tertiplenmiş hürmet ve dua
cümlelerini ihtiva eden, belirli bestesiyle veya serbest şekilde okunan güftelerin
genel adı olarak anılmaktadır. Salât-u selâm tabirinin Osmanlı Türkçesi’nde,
“aleyhi’s salâtü ve’s-selâm” veya sallalâhu aleyhi ve sellem” şeklindeki dua
cümlelerinin yerine kullanıldığı da belirtilmektedir. Söz konusu “Osmanlı
Kültüründe Salât-u Selâm Ve Mûsikîsi Geleneği” adlı makalede, İslâm
dinindeki uygulamaların yanı sıra Türklerin İslâmiyeti kabul ettikleri
dönemden itibaren özellikle de Osmanlı Devleti ve günümüz Türkiye
Cumhuriyeti devleti dönemindeki uygulamalar değerlendirme konusu
yapılmıştır.