Film is one of the most dominant art forms today. Although short films, which have existed since the beginning of cinema, have been replaced by feature films over time, they seem to gain importance
again today. In the digital age, short films have nearly turned into a means of self-expression, and hence, many people today tend to shoot short films. Short films can have different story setups, with varying durations and narrative styles. However, the classical narrative structure known since the times of Aristotle persists as a narrative form that offers various opportunities for short films as well as for feature films. The aim of the study in this context is to question the relationship between the art of short films and the classical narrative structure and to reveal the effectiveness of the classical narrative structure in short films. In this study, it is questioned how the simple obstacles faced by ordinary people in daily life can be transformed into an effective film narrative with its classical narrative structure. The study also demonstrates how short films, with their simple story setup and limited time, can lead their audience to make important inquiries. The sample of the study is the film Omnibus (Sam Karmann, 1992), which won important awards in the short film category. Omnibus, with its simple but effective narrative structure, leads us to think about the conflict between the rules regulating social life and the individual. At the same time, Omnibus enriched the classical narrative structure with its surprising ending.
Film, günümüzün en baskın sanat biçimlerinden birisidir. Sinemanın başlangıcından beri var olan kısa filmler ise zaman içerisinde yerini uzun metraj filmlere bıraksa da, bugün yeniden önem kazanmış görünmektedirler. Dijital çağda kısa film, adeta bireyin kendisini ifade etme aracı halini almıştır ve bugün pek çok kişi kısa film yapımına yönelmektedir. Kısa filmler, değişken süreleri ve anlatım biçimleriyle farklı hikâye kurulumlarına sahip olabilirler. Bununla birlikte Aristotales’den beri bilinen klasik anlatı yapısı, uzun metrajlı filmlerde olduğu gibi, kısa metrajlı filmler için de zengin olanaklar sunan bir anlatı biçimi olmayı sürdürmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmanın amacı, kısa film sanatı ile klasik anlatı yapısı arasındaki ilişkiyi sorgulamak ve kısa filmlerde, klasik anlatı yapısının etkinliğini ortaya koymaktır. Çalışmada, gündelik yaşamda sıradan insanın karşısına çıkan basit engellerin, klasik anlatı yapısıyla nasıl etkin bir film anlatısı haline dönüşebileceği sorgulanmaktadır. Ayrıca kısa filmlerin, basit hikâye kurulumu ve kısıtlı süreleriyle, seyircisini nasıl önemli sorgulamalar yapmaya yönelttiklerini göstermektir. Çalışmanın örneklemi kurmaca kısa film kategorisinde önemli ödüllere sahip alan Omnibus (Sam Karmann, 1992) adlı filmdir. Omnibus, basit ancak etkin anlatı yapısıyla toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar ile birey arasındaki çatışmayı düşünmeye yöneltmektedir. Bununla birlikte Omnibus, şaşırtıcı sonuyla da klasik anlatı yapısını zenginleştirmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Fine Arts Education |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 29 Issue: 50 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License