Gelecekçi hız miti, hareket halindeki bir öznenin değişen duyumlarından ortaya çıkan yeni bir öznellik olasılığı etrafında inşa edildi. Bu hız miti, gelecekçilerin teknolojik ilerlemeye ve bunun insan üzerindeki etkilerine olan ilgisinden kaynaklanıyordu. Ancak gelecekçi mitlerin çoğu gibi, hareket halindeki bu özne ve onun en tipik deneyimleri bir dizi çelişkili ve belirsiz kavramdan oluşuyordu. Güya hermetik bir kimlikten yoksun olan bu yeni özne, içinden geçtiği yeni ortamların içinde bulanıklaşan birden fazla "varlıktan" oluşuyordu. Ancak aynı zamanda hız deneyimi ve bunun beraberinde getirdiği yoğunlaşmış algılar, güçlü bir benlik duygusunu yeniden oluşturarak aynı özneyi güçlendiriyordu. Bu yazı, Umberto Boccioni'nin bazı sanat eserlerini, özellikle hız, hareket ve temsil edilen hareketlilik türü aracılığıyla öznelliğin yapısökümü ve yeniden inşası temasına odaklanarak analiz etmektedir.
The futurist myth of speed was constructed around the possibility of a new subjectivity emanating from the altered sensations of a subject in motion. This myth of speed along with that of machinery emanated from an obsession with technological progress and its effects on the human subject. Like the majority of futurist myths, however, this subject on-the-move and his/her most typical experiences were constituted through a set of conflicting and ambiguous notions. This new subject, supposedly devoid of a hermetic identity, comprised multiple “beings,” each blurring into the new assemblages through which s/he travels. Yet, the experience of speed and the intensified perception it entails empowered the very same subject by reconstituting a strong sense of self. This paper analyzes some of Umberto Boccioni’s artworks, focusing particularly on the theme of the deconstruction and reconstruction of subjectivity via speed, movement and the type of represented mobility.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Sculpture, Painting |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2024 |
Submission Date | April 17, 2024 |
Acceptance Date | September 11, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 30 Issue: 53 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License