In this study, the attitudes of the women living in Esenler, one of the most conservative and poor cities of Istanbul, to the Syrian refugee women that they neighbored were analyzed. The İssue has been addressed in the context of the critical attitude of the “emphasized feminity”, which is a complement to the “hegemonic masculinity”, in Connell’s “Gender Hierarchy Theory”, to the other “subaltern feminity”. The argument of this article is that the differences between the emhasized feminity and subaltern feminity do not have to be as contrary and mutually exclusive as the conceptualization of the “Gender Hierarchy”. In other words, the subaltern does not always have threatening qualities based on the heterosexual hegemonic system and it can fill the gray areas under this regime. As a matter of fact, in this research, it has been determined that women see Muslims as an important element in establishing their emphasized femininity. Moreover, women define Syrian women as women who are not Muslim, not enough Muslim. Being an adequate Muslim woman is defined as being honest, being a good wife, fulfilling domestic roles properly and having enough of her homeland. The findings obtained from indepth interviews with 47 women using qualitative research methods, the women who define femininity through Islam, the women who are Muslim, but poor and asylum-seekers, the Syrian women, the virtues, the roles of women, and so on. it points out how they position themselves at the bottom of the social hierarchy
Bu çalışmada, İstanbul’un en muhafazakâr ve yoksul ilçelerinden biri olan Esenler’de yaşayan kadınların komşuluk ettikleri Suriyeli mülteci kadınlara yönelik tutumları analiz edilmiştir. Konu, Connell’ın “Toplumsal Cinsiyet Hiyerarşisi” kuramındaki, hegemonyacı erilliğin bir tamamlayıcısı olan “vurgulanmış dişillik”in, diğer “madun dişillik”e yönelik eleştirel tutumu bağlamında ele alınmıştır. Makalenin argümanı ise, vurgulanmış dişillik ile, madun kavramsallaştırmasında ortaya koyulduğu kadar zıt ve birbirini dışlar nitelikte olmak durumunda değildir. Bir başka deyişle, madun her zaman heteroseksüel hegemonyacı sistemi temelden tehdit edici nitelikleri taşımaz ve bu cinsiyet rejimi altında daha gri alanları doldurabilir. dişiliklerini kurmada önemli bir unsur gördükleri tespit edilmiştir. Dahası, madun dişillik olarak onlar gibi Müslüman olan Suriyeli kadınları, Müslüman olmayan değil de, yeterince ve layıkıyla Müslüman olmayan olarak tanımlamaktadırlar. Bunu da, namuslu olmak, iyi bir eş olmak, ev içi rolleri layıkıyla yerine getirmek ve vatanına yeterince sahip çıkmak üzerinden ortaya koymuşlardır. Nitel araştırma yöntemi kullanılarak 47 kadın ile yapılan derinlemesine görüşmelerden elde edilen bulgular, dişilliğini Müslümanlık üzerinden tanımlayan kadınların, yine kendi gibi Müslüman, ama yoksul ve mülteci Suriyeli kadınları iffet, namus, kadınlık rolleri vb. bakımından toplumsal hiyerarşide nasıl daha altta konumlandırdıklarına işaret etmektedir
Toplumsal cinsiyet hiyerarşisi Vurgulanmış dişillik Madun dişillik Suriyeli mülteci kadın İstanbul
Other ID | JA27KB82HR |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Special Issue of ASM5 |